6
Yorum
56
Beğeni
5,0
Puan
1323
Okunma
hiç tanımadığı elleri
göğüs kafesinden içeri alan,
yüreğimi yüreğinde bildiği halde
unutup gideni
yine de sevgiyle uğurlayan hangi ben?
kanaması dursun her sabah baktığım aynam
dokun avuçlarıma
gözyaşı kuyusundan çektiğim damlam
yüzümde senden kalan önsöze mi dokunsam
söz vermedim hiç bir sabaha
yüz vermedim
içimde çığlıklar atan
kimsenin tatmadığı günaydınlara
yoksa
yansımada gördüğüm bizi
izdüşümlere mi sığdırsam...
varlığınla doldurduğum hücrelerim
çığlıklar eşliğinde yağmur alıyor yokluğunla
kuşların göç etmelerine dur diyemeyen
bir mevsimsel hareketin
yerçekimsiz sesiyim,
gözlerim gebe şimdi
sağanaklar yüreğime düştüğünden beri...
kendimle konuştuğum her sözcük
enkaz dilimde,
bu kentte varlığım greenwich kadar sembolik
ancak dolmuş ücreti öderken
çıkıyorum yörüngemden,
alınan bir para üstünün
arabesk yatağında ruhum
devşirdiğim boy aynamdan korkuyor gözlerim
yabancılaşıyorum
unutkanlığımdan yıkanan kimliğime...
Şimdi
insan olmanın yüzü suyu hürmetine
damar yolunu bulmak yegane sorun
Nefesini tut,
en son yaptığın iyiliği hatırlayana dek
Bırakma!
5.0
100% (23)