Takvimdeki Çivili YapraklarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Düşmüyor yapraklar, saplanıp kalıyor canıma...
vuruyorum duyuyor musunuz vuruyorum göğsüme göğsüme de kırılıyor kemiklerim çıkmıyor içimden bir türlü takılıp kaldı boğazıma sanki bu delirten nefesim yeter susun fısıldaşmayın ensemde siz de ey günahlarım kovalamayın düşlerimi artık girmeyin aklıma her gece karabasanlarla yatağıma doluşmayın vurmadı mı ki ibresi acının daha tamama ne zaman dolacak söylesenize cezam ödeyemedim mi bedelini canıma yapışan bu arsız günahların sormayın artık kaç gün oldu ne sayılanı ne de inkar edileni öyle kolay geçip gitmiyor nasılsa çivili yatak gibi olmuş baksanıza takvimler her yaprak düşüşünde cisimden bir parçamı daha koparıp alıyor yanına ah ki ah bir de bu da yetmezmiş gibi artık çocuk değilim diye kötüler kazanıyor kulağıma fısıldanan her masalda ya da iyiler kaybediyor işte sen anla bu yüzden en iyisi düşün beni çizin adımı dünyanın tabelasından bir eksik daha iyi değil mi sonu olası bela olan bir çift ayaktan sürülmüşken zaten ruhum tanrı katından yok olmak daha dolu gelir insana içi boşaltılmış bir bedenle yaşamaktan çürüyorum görmüyor musunuz hala çürüyorum da göğsüme vura vura vurduğum yerden çıkmıyor işte anlayın takılıp kaldı canım hem de tam tamına kırıldığı yerinden (a) y... |
her yaprak düşüşünde
cisimden bir parçamı daha koparıp alıyor yanına
müthiş kelamlar dökülmüş gönülden