0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
752
Okunma

Doğduğum şehri özledim çok yıllar oldu görmeyeli
Ben sende var olup sende doğmuşum
Havan suyun toprağın la yoğrulmuşum
Burasıda güzel lakin
Ben sana meftun ben sana vurulmuşum
İstanbul um
Seni çok özledim nasılda seviyormuşum bilmiyordum
Ayrı kalmadan önce
Mehtaplı gecelerin sessizliğinde
İnerdim sahile denizi seyretmeye
Ay ışığı vurur cam gibi olurdu
Yakamozlar oluşurdu suyun yüzünde
Başkaydı o duruşun asil
İstanbul um
Dağarını taşlarını kırlarda ki papatyalarını özledim
Yağmur yağdığı zaman toprakla bütünleştiğinde
Değişik bir haz verirdi toprağın kokusu
Derin derin çekerdim ciğerlerime
Güneş bir başka doğar bir başka batardı sende
Sen bir başkasın benim gözümde
İstanbul um
Kırmızı gelinciklerin narin narin salınırdı çimlerin üzerinde
Nasılda yakışırdı yeşilin rengine
Çayırlarından papatyalar toplar taç yapardım başıma
Akşam kızıllığında batan güneşe bakıp
Şair ruhum tutardı şiirler yazardım üstüne o sendin
İstanbul um
Sabahları işe giderken vapur iskelesinde
Sıra sıra simitler dizilmiş simit tablalarına
Simitler alırdım başkaydı o simitlerin tadı
Sabahın buğulu ayaz havasında
Sıcak simit ve sıcak çay içini ısıtırdı insanın
İstanbul um
Her yanın tarih kokuyor buram buram saymakla bitmez
Osmanlılar padişahlar yurdu
Ben senin tarihi Beykoz unda doğmuşum
Sende geçti benim gençliğim çocukluğum
Sen bir tanesin benim hasret kaldığım sılam
Ayrıyım senden ama yüreğimde saklı yokluğun
İstanbul um
Fatma Ayten Özgün
5.0
100% (1)