Müşterek -1-Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yüreği nerede sükunet bulduysa insan oralıdır...
___Göz göze gelince biz; Mavi bir ayaklanma başlar ruhumuzda diz çöker önümüzde despot bir sonbahar terennüm eder hazretler şarkımızı ibranice bir şiir bestelenir tur-i sinadan yeni muştular havalanır hiradan erir palandöken dağının karları su olup yürür mezopotamya’ya doğru. akarız senle ben coğrafyada yeni bir emare palandöken gibi, ağrı dağı kadar, ayasofya kutsiyetinde sen ve ben veya; hacerül esved sadeliğinde sadece biz. ___Yüz yüze gelince biz; Avuçlar açılır, yükselir sözler semaya aşk ile yeni metinler eklenir kadim dualara aliyyul murtaza ve fatımatüzzehra’dan sonraki boş satırlara nikahlar akdedilir adımızla destanlar yazılır aşkımızla leyla ile mecnun kerem ile aslı falan ile filan yani senle ben işte! bütün bağlaçlardan münezzeh sen ben ve dahi bütün tefrikalardan öte sadece biz. ___Diz dize gelince biz; Kenetlenir sımsıkı ellerimiz yıldırımlar gibi her bir parmak aralığından yeni bir fırtına yüklenir bulutlar taşır musonları afrikanın dört bir köşesine sahralarda yeni vahalar birikir vahalarda senle ben ıssız ve sessiz sadece biz. ___Biz bize gelince nihayet İnceden bir şarkı yankılanır sokaklarda attila ilhan yeni bir şiir yazar mıh gibi çakar adımızı gökyüzüne mebdesinde zamanın ve müntehasında bir ömrün asırlık hikayeler ref edilir adımızla böyle, yan yana yani biz bize öylece, sadece biz olaraktan falanla filan yani, senle ben işte. |