19
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
2065
Okunma

Seğiren gözlerinde mevsimin ulvi yönelişler saklı makberin selama durduğu kıyısında yüreğin, zemherilerden çaldığım kardelenleri armağan ediyorum kuşların kırık kanatlarında donan varlığıma ithaf en Yörüklerin kaybolan gölgelerine atıfta bulunan bir semazen gibi döneniyor ve yükseliyorum.
Yansızlığın ve yalnızlığın ç/ağrısında saklı içimdeki kayıp mevsim ve şah beyitler adeta İlahi yalnızlığa atıfta bulunuyor: bu ben olamam, demenin mealidir belki de vücuduma yayılan sızı ve işte dorukta bir tebessüm ile kesişiyor ruhum yorgunluğumu yok saydığım: artık ölmem an meselesi, sevgili derviş: sen ki doğan güneşin huzmesinde alıp veriyorsun nefesini boş yere beklemediğimi biliyorum artık ve tanrısal bir çöküşü simgeleyen münafık gölgeleri de dilediğim gibi yok sayabilirim.
Ben bir düşüm, matemin gövdesinde soluklanan
Ben bir afaki vazgeçişim
Kendinden emin bir fani
Hiçliğin doruklarına sızan kanım gibi
İçimde gezinen beyitler
Aşkın ve mevsimin recim edildiği.
Benim artık bir öyküm yok, Derviş
Bir sandukam da yok:
Yokluğu hilal bildim aşkı eviren
Yalnızlık gibi
Sahip çıkan illa ki Rabbim solumdaki gizeme.
Öncemde saklıydı düşlerim
Kimi zaman mevsimi ve acıları dilimlediğim
Yürek sızımda yükselen dumana şerh düştüm
Matemin gölgesinde
Seyyah yüreğim
Aşkı ve Rabbimi hatmedip
İçimdeki masumiyete öykünen şiirler gibi
Nöbete durdum her gece
Verdiğim her selam ki dönüşü olmayan yüreğime
Sonra ne mi oldu, Derviş?
Uykundan uyan da anlatayım
Dillenen acılarıma ortak ol sen bari
Sessizliğin ve yoksulluğun ulvi acılarında
Biledikçe yüreği erdim nihayetinde şafağa
Hatta şafağı atan yıldızlar gibi
Gezindim biteviye
Hasret dolu gezegen dar geldi içimdeki enginliğe.
Yetmedi, yetmedi, Derviş:
Üzerime gelen her fani özümsedi önce hiçliğimi
Varlıkları satılmıştı bazılarının:
Ütüsüz cübbemle salınırken ben hece hece
Bir de kat izi yorgunluğun çapaklanan mevsime
Atıfta bulunan rüzgâr gibi
Sürükledim içimdeki bedeviyi.
Satırlarıma kon, Derviş ve sakın ama sakın
Devirme gözlerini
Elemimle doluyum
Aşkın rabıtasında çözülen düğümler gibi
Kendimdeki hiçlikle uluyum
Nihayetinde çömeceğim kabrime
Gelen giden olsun olmasın
Yatıp da huzur bulmalıyım
Bunca dünya telaşı ne ki g/özümde?
Hamt ettiğim kadar zengin
Yol aldığım kadar müreffeh
Şakıyan yüreğimi demle şimdi maneviyatın elleriyle
Olmadı it itebildiğin kadar
Sinemde yangın belki de yorgun falların
Rüzgârıdır aheste yaşayan insanların da
Kendi elleriyle kazdıkları mezarı
Ne zamanki şirk koştular Rabbime…
Sözüm söz, Derviş
Araf’tayım ya da can pazarında
Ne isyanım saklı ne serzenişim kürediğim rüyalarımda
Allah rızası için düştüm yola bir kez
Kem gözlerden sakınıp da düşmedim içine
Cehaletin
Saçlarım ne sırma ne uzun
Aklım da ne kısa ne yorgun
Ömrümü heba ettim ben bu ulvi aşka
Görünmezliğimle baş başa
İnandığım kadar huzurluyum
Duyulmasa da sesim
Duyana müteşekkir
Yalnızlığım da g/izim insanların gözünde.
Yâd ettik madem acıları
Örtün hadi örtün üstümü dualarla:
Baş başa kaldığım her acı ve Mevla’m
Kaybolmak ne güzelmiş, be Derviş
Bulana ve buldurana şükür yüklüyüm
Ömrümün açan son goncasında.
5.0
100% (18)