1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1024
Okunma
Merhaba Azize.
Geç kalınmışlığın kâhırlı vakitlerinde,
gri tonlarının hakim olduğu
bu dünyaya,
ne sen hoş geldin
ne de ben hoş buldum.
Kainatın içinden göçüp,
Tuba’nın gölgesinde soluklanmak muradım olsun ki,
çok yoruldum.
bir seni ararken,
en çokta kendimi....
Sen Mısır’da Züleyha
bense hep kuyularda Yusuf...
bu özlem âmmâ’dır Azize.
kavuşmamız bir gömlek kadar uzak
ölüm kadar yakındır.
Sen Kürdistan’da Zilan
bense günün manşetlerinde,
"temizlik" adlı operasyonda
nehirlerinin içinden geçen,
bir halkın kanı’yım.
Barış küskün’dür
zulüm kardeş kadar uzak,
gırtlağa kadar yakındır.
Ey Azize!
Sana öyle yakınım ki,
Bennn...
ben, benliğimden uzak düştüm.
Merhamet et şu yanmış dilime,
baharın dalından düşen yaprak gibi,
bir nehire atlayıp gel.
Gel ki,
Son sözlerimin şahidi ol
Sekerattayım
belki yarına çıkmam
ellerin açık kalan gözlerimi kapatsın Azize.
Ah Azize
Sen diye diye,
feryadım gider feleğe
darılır benden ins û melek.
kin kusar bana yeryüzü
uzaklaşır benden gökyüzü,
yerim kalmaz.
Yatacak yerim yok Azize.
Ve ben
Herşeye rağmen seni istiyorum.
bir gece yok ki,
hasretin kapısında diz çöküp,
gözlerimi yoluna vermeyeyim,
sonra yaşlarımı döküyorum kaza ve belaya sana değmesinler diye.
"Cehennem cellada müebbet olsun ki
Ne seni yaşayabildim
ne de kendimi..."
ama yine de Merhaba Azize
H.Sabruk
5.0
100% (4)