1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
473
Okunma
CAMI KİRLİ PENCEREMDE (Bir mahkumun yüreğinden)
Yusuf Yılmaz
Kara taştan yapılmış
Duvarın hemen üstünde,
Camı çatlak ve kirli,
Demirleri paslı,
Küçük bir pencere…
Yaklaşıyorum cama doğru
Acılarımı çakıyorum
Gök gürültüsüne.
Gözyaşlarımı gömüyorum
Yağmur damlalarına.
O anda
Bir serçe konuyor
Pencerenin demirine.
Hasrete, sevgiye, bir taze ekmeğe,
Tebessüme acıkmış bir şekilde bakıyorum.
O minnacık gözlerine
Serçenin.
Biraz sonra uçup gidecek
Hürriyetin maviliklerine.
Ben yine bu karanlıkta
Hayallerimle baş başa kalacağım.
Ve uzun uzun arkasından bakacağım
Serçenin.
Ve bulutların arasından
Akıp giden şimşeklerin
Yanıp sönen kıvılcımları
Kamaştırırken gözlerimi
Dört döneceğim odamın içinde.
Güneş batarken ufukta,
Resimler çizeceğim.
Al yazmalı gelin resimleri.
Güneş renginde
Güneşin üzerine.
Yüreğime prangalar vurulacak yine.
Biraz sonra
Uykuya yumulmadan
Camları kirli penceremden
İyi geceler demek istiyorum aya.
Bana gülümseyen aya.
Ruhumdaki prangalarımı çözmeye çalışan aya.
Yine sabah olacak.
Güneş yine doğacak.
Ben güneşin üzerinden
Resim çizmeye devam edeceğim.
İçimden teşekkür edeceğim
Güneşe ve aya.
Bir damla nefes,
Göz ucumda alevden bir ışık,
Camı paslı Penceremde…
Kız kulesi görünüyor.
Bakınca en güzel gülüşlerin hakim olduğu,
Gözlerime gül gibi açan renginin aksi vuran,
Özgür olacağım günleri müjdeleyen
Al bayrak dalgalanıyor tepesinde.
İniyorum bir sabah Galata Kulesi’nden aşağı.
Balık tutanların arasından geçerek
“Eminönü’nde ekmek arası balık yerken!”
Camı kirli Penceremde!..
5.0
100% (2)