0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
434
Okunma
Hayat nedir sorusuna en güzel cevabı kim verdi?
Ya da en iyi kim anladı?
Ölüm denen şeyi kim anladığını iddia edebilir ki?
Ölüm anında ne hissedildiğini kim anlatabilir ki?
Kağıt orada işte,
Kalem dile gelmek ve kağıda dokunmak için çırpınıyor işte,
Hadi yaz!
Bekliyor seni harfler,
Bekliyor işte.
Tenine hasret kalem.
Hangi düşünceni tam olarak kucaklayabilir ki sözcükler?
Eğreti kalıyor kalem,
Anlamsız geliyor kağıt,
En olmadık anda tohuma duruyor düşünceler,
Daha yazarken başlıyor karmaşa,
Hangi harfi diğerinin yanına koysam
Yakışmıyorlar birbirlerine.
Hangi kelimeyi diğerinin kucağına atsam
Sevişmek gibi kısa sürüyor zevki.
Şimdi gel de susup bakma
Denizin derinliğine,
Şimdi gel de dolaşma
Ormanın ton ton renklerinde,
Şimdi gel de dalıp gitme
Gün batımına,
Neden kaynaklanıyor sanıyorsunuz?
Bu güzelliklere
Bakma hırsını.
Neden sanıyorsunuz?
Yarin gözlerine bakarken
Hiçbir şey söylemeden
Dalıp gitmeyi.
Bilmediğini mi sanıyorsunuz?
Yaratan ve yaşatan insanın
Bu anlamsızlığı.
Biliyorlar,
Hem de
Beş bin yıldır biliyorlar da,
Dillendirmiyorlar.
Buna inanmayan şairlere,
Dokunmak istemiyorlar…
5.0
100% (2)