1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
860
Okunma

O gece,
Delice kiraz ağaçlarının
Tezenelik kabuklarına yüksünüyordu,
Talim aşamasındaki
Ömür törpüsü…
Issızlığın delikanlı omzuna
Kol attıkça kıpkızıl yalazlar,
Rüzgârın füme zülüflerinde
Kırk kor beliğe dönüşüyordu,
Doğumu tetikleyen sancıların
Can terane örgüsü…
Ulu cevizlerin sim serinliğinde,
Soğumaya durunca
Yangın yerlerinin ışıldaklı tütsüleri,
Göbeği kesilen yaz balasının
Kaygılı feryatlarına
Birebir kulak kesilmiş olmalı,
Çevre bahçelerdeki teyinlerin
Daraban ürküsü ...
O gece,
Kukumavların yüksek dallarda
Işıldayan insansı bakışlarından
Yansıyarak içime işleyen
Ve ilk soluğumla hücrelerime pusan
İs kokulu karanlığın çiftelik tezadını,
Vaktin oğlu nitesiyle
Ruh gizem okşayabilseydim eğer,
Belki de sıfırlayacaktı hükmünü,
Ateşin fermanımın
Kıvılcımlı öyküsü…
Şimdilerdeyse,
Bu yalazan menkıbeyi,
Üç zamanlı çakıllarına
Mazi kipiyle yazan
Ve nice yangınların çalımını bozan,
Sel Çayı’nın kar esriği sularında çimmekte,
Masum anılarımın
Güne yansı görgüsü…
Her nasılsa sezmekteyim,
Orada,
Sılamda bir yerlerde
Ören giz höyüklerin yeraltı dünyasında,
Unutulmuş tuğla künklerin rüyasında,
Hala gece gündüz çağlıyor gibi,
Sönümlü bir şafağın küllerinden doğan
Anka palaz esinlerimin
Bengü türküsü…
YUSUF BİLGE
* Teyin: Bir cins sincap.
5.0
100% (4)