1
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
609
Okunma

Öyle ağır seyrediyor günler
Dipten vurgun yemiş beynim sarsak
Beden yorgun, bellek dalgın
Gönül kırık, düşler sisli,
Bulut bungun
Fakat sular akıyor,
Berrak, durgun
Umrumda değil olan biten
Gördüğümü görmesem
Duyduğumu duymasam da olur
Doğru mu yanlış mı
Önemi yok hiç kimden neyi sorarsak?!
Konglomeral kayalıklar
Betonlaşmış çakıltaşları
Milyonlarca yıllık parçalanmışlık
Yolumun bir yanı sarp yamaç
Bir yanı uçurum
İki yanım gülpembe zakkum
Cennet içinde cehennem
Yağmur sağanak, sel akar
Aktıkça dağı taşı yıkar
Çiçek ise suya düşen
Deltasında bir nehrin kıyıda kum
Tohumun düştüğü yerde çıkar
Pembe beyaz gül çiçekli zakkum...
Aklın ermediyse boşver
Kafa yorma, es geç,
Bana da bir şey sorma
Bak hele işe diyeceksin
Yapmazdım ben aslında hiç
Önemli büyük hatayı,
Kaldı isem yalnızlığım ile başbaşa
Böyle zamanda karışır işler
Farkında olmadan kördüğüm
Olur gider düşler,
Kim bilir hangi derinlerdeydim;
Yitirdiysen rotayı, sal gitsin oltayı
Bilen yemez, yutan yutar zokayı!
Zaman hep aynı kalmaz
Kumrular ötüşüyor sabahla
Bacalara şavkı vurdu güneşin
Serçeler cıvıldaşıyor
Kırlangıçlar yüksek uçuyor
Hava günlük güneşlik
Güzel bir gün olacak yaylada
Bir yandan boynum tutulmuş
Bir yandan ağrır iken kolum
Ağardı tanyeri gözümde şafakla
Karanlıktan aydınlığa çıktı yolum...
Günler gelip geçiyor ağır aksak
Gözlerin düşüyor aklıma
Hangi kumsalın kıyısında suyun
Denize kavuştuğu yere varsak...
Şaban AKTAŞ
13.07.2020
Görsel: Şaban AKTAŞ