Küçük bir kızın ağıdıdır koynunda
Sakladığı, yaban kuşu kadar sakin
Zamane kadar kederli geleceği, alın selinize
Salının, sefasını sürün kızlık cennetlerin



Kimsesizler korosunda umutsuz solisttir
Seslerin yalnızlığında yok olan semerci
Uzatın derhi, belki gün batımını koklarsınız
Yüzlerde asılı kalan asırlık şarkıdan



Bu gün mahzenler kuru, tövbeden fakir
Demini çekmiş eski bin yıldır bu köy
Soyu dünkü gelin, bu yana düşer terane
Gök gözlerin kıskanıldığı taşkın zembilden…!



Özgürlük kanatlarını takanların, sanmayın
Kolları kırılmaz, konak bilmez elleri
Yoksul bedevinin düşüdür bakışlarında
Sel sebil yitirdiklerini gururla seyredişleri



Tarihi yeniden yazıyor kırık tırnaklarıyla
Kıbleyi çeviren amelsiz işgalci, öyle ki
Ne siz delisiniz ne de ben küfeci, sakın
Sakın ola yılan korkusu demeyin bana

Yeter! Yeter…
Kandırmayın kendinizi
Ol ki mekân cehennemdir bize
Yer uyuyup dil sustukça içeri…!

Habibe E. Ağaçdelen