(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Mavi ışık saçıyor şiir, sahibi gibi...İlk şiirinizi okurkende hissetmiştim bunu ; demiştim ki içimden ancak üst düzey bilince sahip biri böyle yazar ancak kendini bütünün parçası değil de tamamı gibi hisseden bi ruh bu imgeleri, yaşam biçimini ,sorgulamayı ve sevgiyi diğerine verme gayretinde mücadele eder.
Sizin yazılarınızı okuyup da size kalbini açmayacak bi okur olamaz bu sebeple.İki varlık arasında da en kutsal olan bu değil midir ki günümüzde kim kime gerçek anlamda kalbini açmaktadır. Bu sayfaya İlk geldiğimde nötr düm, içimdeki insan sevisini imkansıza yöneltecek Negatiflikleri sindirdiğimi sanarak anladım ki sizi tanıyınca henüz becerememişim. Farkında değilsiniz belki ama ben okuyucunuz olarak sizinle bu yolu katediyorum.Yani imkansız gözüken Var’ım dışında gözümün pek bi şey görmesine ihtiyacım olmadığının farkındalığını yaşıyorum.Kendinin efendisi olmanın güzelliği kutsalınla bir olduğunu bilmekten geçiyor sanırım gerisi hikaye ...
Ne güzel anlatmışsınız kendinizi.Teşekkürler kendinizle ilgili verdiğiniz detaylı bilgi için, yanlış anlaşılmaları engellemek adına.
Yazdıkları kendininse anlatır zaten kendini şairin. Çok da gerek yok aslında açıklama yapmaya diye düşünürüm kendi adıma.Hayat hikayelerimizdir, rüyalarımız, insanlığımız yazdıklarımız.Ne kadar gizlemeye çalışırsak çalışalım gerçek hep yazdıklarımızdadır.
“Bu şiirleri yazan üst düzey biri değil.
Fakirin biri. “ Demişsiniz ya; yorumumda “ üst düzey bilince sahipsiniz “ dediğim için: ben maddiyat ,konum veya yaşam tarzı olarak söylemedim o cümleyi . Benim için üst düzey insan dünya insanı olan, sadece insanlara değil tüm canlılara karşı duyarlı olan, kimseyi kayırmayan, insanlığın geleceğini ve iyiliğini düşünen, tüm insanlıkla bir olmayı hedefleyen, her anlamda kendinin efendisi olandır.
Çok teşekkürler. Çok sevindim yazdıklarınızı okuyunca. Şiirin aslında bir özelliği de bu. İnsan takip ettiği kişiyi bi şekil zamanla tanıyor. Şiirlerinin tabii ki cazibesi önemli. Hani okuyucu bakıyor, hoşlanmadıysa pek ilgi duymaz o kişinin sayfasına.
Bir de içini görür yazdıklarında şairin. Ne derece samimidir ne derece değildir bu görünür.
Ben bu sitenin en küçük şairiyim. Ki ben kendime şair falan da asla demem. Hani şimdi öyle dememe bakmayın siz.
Zerre bu sitede şairlerin arasında şiir soluyan bir karıncayım. Bu site kurulduğundam beri ben bu sitenin üyesiyim. İlk üyelerdenim . Sitenin babasıydım yakında terfi edeceğim dedesi olacağım.
Çuval boşsa dikine durmaz.
Sadi öyle demiş. Yığılır kalır. Ancak içi dolu çuval dikine durur. Ben aslında hayat hikayemi anlatır gibi de yorumlara cevaplar yazıyorum.
Yorum da yapmayacak bana üyeler. 😀He zaten öyle gruplar halinde birbirine konuk oluyor burda çok kimse.
Bir okurum vardı. Bi faydam olsun dedim sayfasında 16 tane hata gördüm. Başka da şiirini açmadım. Hastasıyız ya edebiyatın.
Dedim bunları bi kişi bu arkadaşa söylememiştir. En az on tane yorum vardı, tabii övgüler gırla.
Kopyaladım hatalar parantes içinde doğrusunu yazıp yolladım.
Allah sizi inandırsın bana cevap gelmedi. Ve o kişi bi daha sayfama da gelmedi. Yani umrumda değil. Yani keyfi bilir. Ama ben de asla açmam bir daha şiirini. Çünkü o şiirinde o hataları da düzeltmedi. Ama bu işte ne kadar edeb i yat.
Yat yani yan gel yat. Hiç işin olmasın öğrenmekle. Herkes aynı değil. Yani seni o diğerleri gibi övücek.
Hadi mahçup da olmasın şiir altına yazmıyorum. Arada yazarım da. Yani mesajları kapamış bi üyedir. Koyarım şiirin altına.
Çalmıyom çırpmıyom Kötü bi şey de değil. Yalakalıktan iyidir.
Tabii aaa beni beğenmedi çekip gitsin sayfama da gelmesin o zaman diye de düşünebilir. Rahatsız olmuş da olabilir.
Ama 16 tane imla hatası olan bi şiiri de övüp yorum bırakmam.
Ben hep anlaşılmışımdır bu alemde. Niye mi. Her şeyim açık. Nerde oturuyorum. ( Şeffaf bi mayer gurbetçi. 😀) Kimim. Adım sanım her şeyim. Bi ölceğim tarih yazmıyor. Onu da yazarım bilsem onu Allah biliyor.
Diyeyim beni yanlış anladılar. Yani ki oluyor da işte bi şekil.
Napayım bu benim suçum değil. Sorun o yanlış anlayan kişidedir. Anlamadılarsa. Ya anlamadı der geçerim. Ama yanlış anlaşılırsam üzülürüm. Ki bakın. Burda şu yazdığım işte kaç kişiye yardımcı olacağım mesela. Faydam olucak değil mi. Hatalı şiirleri düzelteceğim. Böyle bir şeyle karşılaşınca bunu da yapmak istemiyor insan.
Bir kıssa aklıma geldi.
Zengin Bedevi, çölde devesi ile giderken, hemen ileride “su, su" diye inleyen birini görünce, hemen devesinden atlar ve ona kana kana su içirir. Ardından da karnını doyurur. Bedevinin yardım ettiği kişi kendine geldikten hemen sonra, zengin bedeviyi etkisiz hale getirerek, bedevinin neyi var neyi yok, hepsini alır. Sonrada bedevinin devesine binerek oradan uzaklaşmaya başlar. Soyulan bedevi hırsızın arkasından defalarca, “Sakın bunu kimseye anlatma" diye bağırır. Hırsız bedevi önce aldırış etmez buna ama uzaklaştıkça kafasına dert olur ve geri döner. Soyduğu bedevinin yanına gelerek ona sorar; “Neden kimseye anlatma" diyorsun. Kumların üstünde oturan soyulan adam şöyle der; Eğer bu yaptığını anlatırsan, bundan sonra çölde gerçekten aç ve susuz kalanlara hiç kimse yardım etmez. ....
Bir şairin seksen şiirini taradım. Bir bir dize dize. Editörlik yaptım ve adımı da koymasını istemedim kitabına. Bu ne demek. Bu kelime burda olmamış. Burda iki kere geçiyo. Bir öncekinde bunu yazmıştın. Bunu silelim. Buraya bi bulut koyalım gibi. Gözlerim ağırıyordu kaç kere taradım. Karşılığı hiç. İnanın tanımam etmem de.
Bu şiirleri yazan üst düzey biri değil.
Fakirin biri.
Şiir işçisi. Burayı bir şiir atölyesi olarak gören biri.
Aynen bu.
Şiir şairin yüreğinde fay hattı. Bir yerlerinden kırılır. İşte o deprem şiirdir. Her kırılışta bir şiir. Ve her artçıda da bir şiir. Ama bu fay hattı bi başka. Hani çok kırılıyor.
Bir şey var onu siz iyi analiz etmişsiniz. Hani "sizin yazılarınızı okuyan kişi yüreğini açar " diye.
Evet. Açar. Bu alemde bana yazılan şiirler kadar bi şaire daha ithaf şiir yazılmamıştır. Beni çok ağlattılar dostlarım.
Dostlarımdan bana şiirler. Fikret şimşek
Yazarsanız Googlede orda tamamı olmasa da epey bi vardır. Yayımlamıştım yıllar önce. Bunu bugün Haiku'larımı ingilizceye çevirecek olan yeni tanıştığım İngilizce hocamla da konuşmuştuk. Hocamız gerçekten onur verici gurur duyulacak bir şey bu. Demişti. Ben de çok onur duyuyorum demiştim. Blog sayfa yapmıştım yıllar öncevoraya koymuştum şiirleri.
Şair arkadaşım bemim için bir şiir yazdı geçen. Ye bu bile bile lades. Ağabi seni ağlatacağım dedi. Biliyor da tabii yazdıkları ne etki yapacak. Gerçekten ağladım. Bir yerde yayımlamadı. İkinci kitabına aldığını söyledi . Buna sevinmez mi insan. Müthiş şeyler bunlar.
Şiir insanları birbirine de kaynaştıran çok müthiş bir dünya.
Bir şair dostumun bana imzaladığı kitabında yazdığı şu sözlerle bitireyim yazdıklarımı.
" Kirlenmeyen bir şeyler kaldıysa hâlâ, elbet şiirdendir. "
Ne güzel anlatmışsınız kendinizi.Teşekkürler kendinizle ilgili verdiğiniz detaylı bilgi için, yanlış anlaşılmaları engellemek adına.
Yazdıkları kendininse anlatır zaten kendini şairin. Çok da gerek yok aslında açıklama yapmaya diye düşünürüm kendi adıma.Hayat hikayelerimizdir, rüyalarımız, insanlığımız yazdıklarımız.Ne kadar gizlemeye çalışırsak çalışalım gerçek hep yazdıklarımızdadır.
“Bu şiirleri yazan üst düzey biri değil.
Fakirin biri. “ Demişsiniz ya; yorumumda “ üst düzey bilince sahipsiniz “ dediğim için: ben maddiyat ,konum veya yaşam tarzı olarak söylemedim o cümleyi . Benim için üst düzey insan dünya insanı olan, sadece insanlara değil tüm canlılara karşı duyarlı olan, kimseyi kayırmayan, insanlığın geleceğini ve iyiliğini düşünen, tüm insanlıkla bir olmayı hedefleyen, her anlamda kendinin efendisi olandır.
Çok teşekkürler. Çok sevindim yazdıklarınızı okuyunca. Şiirin aslında bir özelliği de bu. İnsan takip ettiği kişiyi bi şekil zamanla tanıyor. Şiirlerinin tabii ki cazibesi önemli. Hani okuyucu bakıyor, hoşlanmadıysa pek ilgi duymaz o kişinin sayfasına.
Bir de içini görür yazdıklarında şairin. Ne derece samimidir ne derece değildir bu görünür.
Ben bu sitenin en küçük şairiyim. Ki ben kendime şair falan da asla demem. Hani şimdi öyle dememe bakmayın siz.
Zerre bu sitede şairlerin arasında şiir soluyan bir karıncayım. Bu site kurulduğundam beri ben bu sitenin üyesiyim. İlk üyelerdenim . Sitenin babasıydım yakında terfi edeceğim dedesi olacağım.
Çuval boşsa dikine durmaz.
Sadi öyle demiş. Yığılır kalır. Ancak içi dolu çuval dikine durur. Ben aslında hayat hikayemi anlatır gibi de yorumlara cevaplar yazıyorum.
Yorum da yapmayacak bana üyeler. 😀He zaten öyle gruplar halinde birbirine konuk oluyor burda çok kimse.
Bir okurum vardı. Bi faydam olsun dedim sayfasında 16 tane hata gördüm. Başka da şiirini açmadım. Hastasıyız ya edebiyatın.
Dedim bunları bi kişi bu arkadaşa söylememiştir. En az on tane yorum vardı, tabii övgüler gırla.
Kopyaladım hatalar parantes içinde doğrusunu yazıp yolladım.
Allah sizi inandırsın bana cevap gelmedi. Ve o kişi bi daha sayfama da gelmedi. Yani umrumda değil. Yani keyfi bilir. Ama ben de asla açmam bir daha şiirini. Çünkü o şiirinde o hataları da düzeltmedi. Ama bu işte ne kadar edeb i yat.
Yat yani yan gel yat. Hiç işin olmasın öğrenmekle. Herkes aynı değil. Yani seni o diğerleri gibi övücek.
Hadi mahçup da olmasın şiir altına yazmıyorum. Arada yazarım da. Yani mesajları kapamış bi üyedir. Koyarım şiirin altına.
Çalmıyom çırpmıyom Kötü bi şey de değil. Yalakalıktan iyidir.
Tabii aaa beni beğenmedi çekip gitsin sayfama da gelmesin o zaman diye de düşünebilir. Rahatsız olmuş da olabilir.
Ama 16 tane imla hatası olan bi şiiri de övüp yorum bırakmam.
Ben hep anlaşılmışımdır bu alemde. Niye mi. Her şeyim açık. Nerde oturuyorum. ( Şeffaf bi mayer gurbetçi. 😀) Kimim. Adım sanım her şeyim. Bi ölceğim tarih yazmıyor. Onu da yazarım bilsem onu Allah biliyor.
Diyeyim beni yanlış anladılar. Yani ki oluyor da işte bi şekil.
Napayım bu benim suçum değil. Sorun o yanlış anlayan kişidedir. Anlamadılarsa. Ya anlamadı der geçerim. Ama yanlış anlaşılırsam üzülürüm. Ki bakın. Burda şu yazdığım işte kaç kişiye yardımcı olacağım mesela. Faydam olucak değil mi. Hatalı şiirleri düzelteceğim. Böyle bir şeyle karşılaşınca bunu da yapmak istemiyor insan.
Bir kıssa aklıma geldi.
Zengin Bedevi, çölde devesi ile giderken, hemen ileride “su, su" diye inleyen birini görünce, hemen devesinden atlar ve ona kana kana su içirir. Ardından da karnını doyurur. Bedevinin yardım ettiği kişi kendine geldikten hemen sonra, zengin bedeviyi etkisiz hale getirerek, bedevinin neyi var neyi yok, hepsini alır. Sonrada bedevinin devesine binerek oradan uzaklaşmaya başlar. Soyulan bedevi hırsızın arkasından defalarca, “Sakın bunu kimseye anlatma" diye bağırır. Hırsız bedevi önce aldırış etmez buna ama uzaklaştıkça kafasına dert olur ve geri döner. Soyduğu bedevinin yanına gelerek ona sorar; “Neden kimseye anlatma" diyorsun. Kumların üstünde oturan soyulan adam şöyle der; Eğer bu yaptığını anlatırsan, bundan sonra çölde gerçekten aç ve susuz kalanlara hiç kimse yardım etmez. ....
Bir şairin seksen şiirini taradım. Bir bir dize dize. Editörlik yaptım ve adımı da koymasını istemedim kitabına. Bu ne demek. Bu kelime burda olmamış. Burda iki kere geçiyo. Bir öncekinde bunu yazmıştın. Bunu silelim. Buraya bi bulut koyalım gibi. Gözlerim ağırıyordu kaç kere taradım. Karşılığı hiç. İnanın tanımam etmem de.
Bu şiirleri yazan üst düzey biri değil.
Fakirin biri.
Şiir işçisi. Burayı bir şiir atölyesi olarak gören biri.
Aynen bu.
Şiir şairin yüreğinde fay hattı. Bir yerlerinden kırılır. İşte o deprem şiirdir. Her kırılışta bir şiir. Ve her artçıda da bir şiir. Ama bu fay hattı bi başka. Hani çok kırılıyor.
Bir şey var onu siz iyi analiz etmişsiniz. Hani "sizin yazılarınızı okuyan kişi yüreğini açar " diye.
Evet. Açar. Bu alemde bana yazılan şiirler kadar bi şaire daha ithaf şiir yazılmamıştır. Beni çok ağlattılar dostlarım.
Dostlarımdan bana şiirler. Fikret şimşek
Yazarsanız Googlede orda tamamı olmasa da epey bi vardır. Yayımlamıştım yıllar önce. Bunu bugün Haiku'larımı ingilizceye çevirecek olan yeni tanıştığım İngilizce hocamla da konuşmuştuk. Hocamız gerçekten onur verici gurur duyulacak bir şey bu. Demişti. Ben de çok onur duyuyorum demiştim. Blog sayfa yapmıştım yıllar öncevoraya koymuştum şiirleri.
Şair arkadaşım bemim için bir şiir yazdı geçen. Ye bu bile bile lades. Ağabi seni ağlatacağım dedi. Biliyor da tabii yazdıkları ne etki yapacak. Gerçekten ağladım. Bir yerde yayımlamadı. İkinci kitabına aldığını söyledi . Buna sevinmez mi insan. Müthiş şeyler bunlar.
Şiir insanları birbirine de kaynaştıran çok müthiş bir dünya.
Bir şair dostumun bana imzaladığı kitabında yazdığı şu sözlerle bitireyim yazdıklarımı.
" Kirlenmeyen bir şeyler kaldıysa hâlâ, elbet şiirdendir. "
sevda ve özlem vardı,duygulu, çok güzeldi,çok acıklıydı, yüreğine sağlık Üstadım , ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü kutluyorum Dualarımla selamlarımla
şiirin atmosferinden derinliğinden sözcüklerin yanışının alevinden sisten karanlık ve aydınlıktan ve de duyguların ruhu kavrayışından tüylerim diken diken oluyor.
şiir şiir
saygılar
ersinbaşeğmez tarafından 6/10/2020 9:21:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiir okuyucusunu buluyor bir şekil. Zaten hep bu zihniyetle yazıyorum. Gerçek söylüyorum. Derin okuyacak bir kişi olsa ben amacıma ulaştım derim.
Bunu meselâ bir tek bu şiirimi ele alsak sizin gibi etkili yorum seçtiğim bir şairim daha var. İlk yorumdu herhalde sabah.
Bazı üyeler insan ayırıyor. Hani hiç umrumda değiller.
Yüz kişi beni pöhpöhlese ne değişir ki. Hiç.
Yani üç beş kişi var sağolsunlar. Bana şevk veriyorsunuz. Kendimi yalnız hissetmiyorum.
Aslında ben dağlara çıkmayla yazmayı aynı görüyorum.
İkisi de desinler diye, gösteriş olsun diye olucak işler değil.
Ben kendi içime tırmanıyorum dağlara tırmanırken.
Ki başından yukarıda bir nesne kalmamalı bunun gerçekleşmesi için.
Hiçbir dağcı görmedim. Şu zirveye çıkayım da herkes bi görsün. Nasıl çıktı ama desinler " diyecek.
Ersin şairim inan içim böyle dolu. Beni mi buldun boşaltıyorsun içini diyeceksin belki.
O değil de bir kişi bari okusun bunları.
Az sabret okurken yorulacaksın belki.
Bi diyon mu bi daha sana yorum morum yok. 😀😀.
Bi adam böyle düşünerek yazabilir mi acaba.
Hani dağlara gösteriş için çıkamaz öyle düşünecek biri dedim. İnan çıkamaz.
Yazmak da öyle.
Oturayım da öyle bi yazayım bütün millet manyak olsun.
Yok yazamaz.
İşte böyle zihniyette olan bi adam çalar çırpar. Böyle kendi yazmış gibi o büyük şairlerin şiirlerinden cımbızlarlar. Biraz da tepetaklak deriz hani. Ufak değişiklikler yaparlar belli olmasın. Uyanmasın millet yutturayım derler. Ve çekirge hani bir sıçrar iki sıçrar hesabı bir gün bir edebiyat polisi onu yakalar. Öyle bir yakalar ki. Hem de o herkesi aptal kendi akıllı sanan adam rezil olur. Kaçsa nereye kaçıcak. Bi kere foyası meydana çıkmış. Ama bu işler böyledir.
Hani adam şerefli haysiyetli biridir. Hiç gördün mü öyle bir adamın yüzüne tükürsün biri. Yok. Ama o şerefsiz adamlar bunları yapar ve yüzüne tükürsen yağmur yağdı der siler geçer yüzünü.
Küçücük adamlardır. Öylelerini görürüz bazen sitelerde. Adı hırsıza çıkmış damgalı eşekler.
İşte şimdi burda büyük felsefeci Nietzsche giriverir devreye.
"Dağlara çıkmak.. Yazmak ve ölmek Allah'ın tecellisidir. "
Yazmak ve dağları çıkmak onu anlattım.
Ölmek.
İşte gösterişin hükmü geçmez. Bu da öyle. Can tatlı.
Şiir okuyucusunu buluyor bir şekil. Zaten hep bu zihniyetle yazıyorum. Gerçek söylüyorum. Derin okuyacak bir kişi olsa ben amacıma ulaştım derim.
Bunu meselâ bir tek bu şiirimi ele alsak sizin gibi etkili yorum seçtiğim bir şairim daha var. İlk yorumdu herhalde sabah.
Bazı üyeler insan ayırıyor. Hani hiç umrumda değiller.
Yüz kişi beni pöhpöhlese ne değişir ki. Hiç.
Yani üç beş kişi var sağolsunlar. Bana şevk veriyorsunuz. Kendimi yalnız hissetmiyorum.
Aslında ben dağlara çıkmayla yazmayı aynı görüyorum.
İkisi de desinler diye, gösteriş olsun diye olucak işler değil.
Ben kendi içime tırmanıyorum dağlara tırmanırken.
Ki başından yukarıda bir nesne kalmamalı bunun gerçekleşmesi için.
Hiçbir dağcı görmedim. Şu zirveye çıkayım da herkes bi görsün. Nasıl çıktı ama desinler " diyecek.
Ersin şairim inan içim böyle dolu. Beni mi buldun boşaltıyorsun içini diyeceksin belki.
O değil de bir kişi bari okusun bunları.
Az sabret okurken yorulacaksın belki.
Bi diyon mu bi daha sana yorum morum yok. 😀😀.
Bi adam böyle düşünerek yazabilir mi acaba.
Hani dağlara gösteriş için çıkamaz öyle düşünecek biri dedim. İnan çıkamaz.
Yazmak da öyle.
Oturayım da öyle bi yazayım bütün millet manyak olsun.
Yok yazamaz.
İşte böyle zihniyette olan bi adam çalar çırpar. Böyle kendi yazmış gibi o büyük şairlerin şiirlerinden cımbızlarlar. Biraz da tepetaklak deriz hani. Ufak değişiklikler yaparlar belli olmasın. Uyanmasın millet yutturayım derler. Ve çekirge hani bir sıçrar iki sıçrar hesabı bir gün bir edebiyat polisi onu yakalar. Öyle bir yakalar ki. Hem de o herkesi aptal kendi akıllı sanan adam rezil olur. Kaçsa nereye kaçıcak. Bi kere foyası meydana çıkmış. Ama bu işler böyledir.
Hani adam şerefli haysiyetli biridir. Hiç gördün mü öyle bir adamın yüzüne tükürsün biri. Yok. Ama o şerefsiz adamlar bunları yapar ve yüzüne tükürsen yağmur yağdı der siler geçer yüzünü.
Küçücük adamlardır. Öylelerini görürüz bazen sitelerde. Adı hırsıza çıkmış damgalı eşekler.
İşte şimdi burda büyük felsefeci Nietzsche giriverir devreye.
"Dağlara çıkmak.. Yazmak ve ölmek Allah'ın tecellisidir. "
Yazmak ve dağları çıkmak onu anlattım.
Ölmek.
İşte gösterişin hükmü geçmez. Bu da öyle. Can tatlı.
Cümle cümle zerk edilmiş üst perde aşk... Dağlardaki zirveleri seyredenlerle orada olanlar, bulunanlar kadar gerçektir şiirdeki okur/anlak/benlik ilişkisi. İçinde iki astronot bulunan ve binlerce insanın uğraşıp emek verdiği ve yerine yörüngeye girene dek milyonlarca kişinin nefesini tutarak izlediği uzay mekiği gibi örneğin. Ömründe attığı tek düğüm ayakkabı bağlanmaktan ibaret olanlara dağ zirve zerre ve kutsal aşk gibi söylemler elbette seyir gelir!..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.