geçiyordum rastgele
gitmiş gelirken
seni gördüm çeşmede
bayram sonrasında yasak kalkmış
gelmişsin
göz göze olduk bir anda
öylesi bir tesadüf işte

gözlerin gülümsüyordu
kırpmadan bakıyordun gözlerime
toprağın suya özlemi gibi
yanakların al al
saçların lüle lüleydi gene

bas dedi aklım frene
dur biraz
durmasan bile duraksa
merhaba de düşünmeden
nasılsın mesela
aklımdan öyle geçti

ama olmadı
o anda bir deli geldi
tam gaz
sonra acı bir fren sesi
ve ortalık toz duman

kuzenlerden birisiymiş o
şaka yapmak istemiş
korktun çok
ay dedin titreyerek
kaçıverdi gözlerin gözlerimden
ben de bastım gaza
geçip gidiverdim

sonra düşündüm evde
hey gidi
saydım çocuklar gibi parmaklarımla
tam kırk beş
kırk beş yıl olmuş ayrılalı biz seninle

sonra içtim ben
içtim çok
çok düşündüm
hem de çok
çok gittim eskilere
bilsen ne çok

hani vardı ya tabular
namus mesela
mesela ahlak
evlilik işte
tek eşlilik
ve kayıtsız şartsız sadakat

iyi mi ettik
ettik mi
belki
ama yürek yar
o hep tık tık
ama karın ağrısı
burgu gibi
közünden alevlenen ateş yar
ve yangın
alev alev

yuva kursan hey beşer
birine eş olsan
çocuklara ana baba
torunlara nene dede olsan
yaş altmış olsa
yetmiş olsa seksen olsa
diz tutmaz olsa
göz görmez kulak duymaz
yok yok
yaşı başı yok aşk denen bu şeyin

Tevfik Tekmen 29/Mayıs/2020 Koruköy