Ortadoğu’nun kürek kemiğidir o
Kanı boşaltılmışçasına susuz
Eti sıyrılmışçasına çorak
Ateş ortasında bir çocuk gibi
Herkese acılı gözlerle bakan


Nebilerin göğe yükseldiği,
Nehirlerinde vaftiz edildiği
Kayalardan bir asa vuruşuyla
Suların fışkırdığı
Suların yarılıp orduların boğulduğu
İnsanın yerin dibine girdiği
Suyun içinde tuzla piştiği
Putların yıkılıp putların dikildiği

Aşkın tüm kuralsızlığıyla yeşerdiği
Bir vahadır sahranın koynunda
Rahminde onca uygarlığın tohum tuttuğu
Rüzgârın savurduğu, insanların yonttuğu
Suyunun kızıllığının dağlarında sürdüğü
Kayalardaki mezarlarında hâlâ seyirdedirler
Onca şeye şahit krallar

Zamanın kumlarda harman olduğu
Kirli postalların üzerinde dolaştığı
Ortadoğu’nun kürek kemiğidir o
Onca hançer yemiş, akmıştır kanı
Kim bilir bundandır;
Kızıllığı suyunun, taşının, toprağının

Çöl yalnızlığı çökerken geceyle
Ay insanın ellerine daha yakındır
Ateşböceğidir dağlarda bedevi ateşleri
Geceyi aydınlatan

13 Temmuz 2008