1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
657
Okunma
aklının acısıyla koşuyorsun karanlıkta
delirdiği zamanlarda ermişlerin mezarlarına yatan
kırılgan varlıkların uykusuzluğa aradığı çareyi istiyorsun
lityumlara bulanmış ve pul pul dağılan büyük acının farkındasın
camları kırılmış evinin balkonunda büyüyen kılıç, çiçek değil
ona nasıl baktığını gördüm
kimse böyle göz göze gelmemiştir her şeyle
sevişip çavuş kuşlarıyla dolar için bedenine çekildiğinde
yaralamayı bilip öpüşemeyen herkesi öpesin gelir
hepsini ayrı ayrı kesersin ayrı ayrı yerlerden
uykusuzluk bulaşıcıdır
-melankoliden ölenlere serpilen kirecin havadan düşüşü-
-öğütülmüş kar taneleri-
böyle uzak tutuyorsun onları
yokluğun
hiçliğe tanrının adadığı bir mucizeydi
daha da güzel anlatılamazdı.
5.0
100% (5)