2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
591
Okunma
"O benim anam. Yaşıyor daha"
Saçları altındı, başak sarısı
Mah cemali, en az, ayın yarısı
Kaçırdılar; oldu, elin karısı
Dağların kızıydı, emine gelin.
Çift sürer, koşturur, ekin biçerdi
O işten değil; iş, ondan kaçardı
Yol nerden kısaysa, onu seçerdi
Saflığın özüydü, emine gelin.
Sırtındaki yükü, ondan ağırdı
Nasırlı ellerle, hamur yoğurdu
Kocası askerken, çocuk doğurdu
Yalnızlık yazıydı, emine gelin.
Eşekte semerdi, kıratta eyer
Yediği azarsa, göklere değer
Kaynana söverdi, kaynata döver
Dayağın iziydi, emine gelin.
Kurbandan başka gün, tatmadı ete
Çok sevdi eşini, candan da öte
Kocası her gece, gitti nöbete
Evinin gözüydü, emine gelin.
Emaneten taktı, altın bilezik
Sonrasıysa bakır, gümüşten yüzük
Hayatın her anı, yaşadı ezik
Herkesin nazıydı, emine gelin.
Dört çocuğun dördü, öğretmen oldu
Hepsinin eşini, öğretmen aldı
Geride onların, onuru kaldı
Çokluğun azıydı, emine gelin.
Evlâtların hepsi, ona duacı
Asla demedi ki, çekiyom acı
Hemi deva oldu, hem de ilâcı
Yaranın beziydi, Emine gelin.
Hepsinin kolu kanadı oldu
Onlarla ağladı, bazen de güldü
Yollarına rehber, kendini buldu
Sevginin hızıydı, emine gelin.
Mutluluk içinde, yaşar giderken
Çocuklarla iftar, yapalım derken
Eşini kazada, kaybetti erken
Kadere razıydı, emine gelin.
Çilenin sembolü, ananın hası
Erinin ardından, bitmedi yası
Evinin sultanı, kalaylı tası
Bayırın düzüydü, emine gelin.
Tutmuyor yerini, kardeşle bacı
Mekke’ye de gitti, nur gibi hacı
O benim anamdır, başımın tacı
Acının sazıydı, emine gelin.
Necati OCAKCI
5.0
100% (3)