Kimi içindeki hiç büyümeyen Bir çocukla göçer bu dünyadan Kimininse doğduğunda sanki Kır düşmüştür saçlarına.
Belki o nedenle İçindeki adamla yaşama başlayan çocuk Sanki baştan bilir Taşıyacağını yaşamın yükünü Buna borçludur belki de Erkenden büyümüşlüğünü.
Birilerinin de bu sebeple Kaderinde hiç bitmeyen çocukluğu vardır, O da zaten bilir yükünün nasılsa taşınacağını, Kaygılar başkasının sırtındayken yaşayacağını.
Kiminin bir dediği iki olmaz İstesin diye gözüne bakılırken Kimininse sesini kimse duymaz Ne istediğini ise soran olmaz.
İşte bunun içindir ki Kimsenin heybesi cüssesine eşit değil Çok isteyenin kendi büyük, heybesi küçücüktür Almaktan veremedikleri ancak o kadar yer tutmuştur.
Diğerinin heybesinin heybeti kendinden büyüktür. İsteyemediğinden bilir bu acıyı, istetmez. Yüreğinde kalan ukdelerini attığı heybeyi Boşaltmadan yüreği rahat etmez!....
Denge bir garip kurulmuştur. …….
Yılların tortusunu alt etmek, Hayata kafa tutmak için olsa gerek
Ben de evrimi ters çevirdim, Sonradan çocuk kalmayı seçtim.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Annesinin eteğine bir simit için asılan çocuğun yaşadığı heyecan ile, her istediğine sahip olacağına inancı tam olan bir çocuğun heyecanı da mutluluğu da aynı olmaz.
Mutluluğa doyum, her insanın yıkım başlangıcı olur
Belki de bu sebeptendir biz hayatı öğrendikçe, hayat bizlere yeni bilinmezler sunuyor.
Ve Garip denge
Bana göre de Seksen yaşında dünyaya gelsek...sıfırlayıp gitsek.
Yaşamın en güzel zamanları koşturmaca içinde geçiyor.
Evet olmaz ama inanın onların içinden birbirlerinin hayatlarına özenen o kadar çok çocuk var ki!...
"Mutluluğa doyum, her insanın yıkım başlangıcı olur." Arayışımızın sürmesinin gerekçesini anlatan manifesto gibi bir söz!.. Mükemmel...
Gençlik enerjisiyle yaşlılığın bilgeliği birleşse hayat mükemmel olabilir miydi acaba?... Bilmiyoruz, belki de o koşturmaca içinde onu da anlayamayacağız...
Düşündüren ve sorgulayan bir yorumdu, çok teşekkür ederim.
Çok teşekkür ederim, sizin de özel ve güzel günlerinizi kutlayanlarınız olsun.
Evet olmaz ama inanın onların içinden birbirlerinin hayatlarına özenen o kadar çok çocuk var ki!...
"Mutluluğa doyum, her insanın yıkım başlangıcı olur." Arayışımızın sürmesinin gerekçesini anlatan manifesto gibi bir söz!.. Mükemmel...
Gençlik enerjisiyle yaşlılığın bilgeliği birleşse hayat mükemmel olabilir miydi acaba?... Bilmiyoruz, belki de o koşturmaca içinde onu da anlayamayacağız...
Düşündüren ve sorgulayan bir yorumdu, çok teşekkür ederim.
Çok teşekkür ederim, sizin de özel ve güzel günlerinizi kutlayanlarınız olsun.
şiiriniz alıp sürüklüyor insanı okurken altı yaşında sırtında koca bir boya sandığı olan o çocuk oluverdim o yaşlarda tanıştım sokaklarla o boya sandığını saklarım hala baktıkça kavgamı anlatır bana çocukluğumu hayatın acımasızlığını dünyanın adaleti ya da sistemi nasıl işliyor hala bilmem de her güçlükten bir pay çıkarmışımdır kendime sokakları bilirim evet insanları vicdanın bittiği yeri ama o sokaklar ki evet o sokakları bilirim, o soğuğu, o acımasızlığı, inşaatları bilirim, öğrenciyken çalıştığım, taşırken o tuğlaların bir insanın parmaklarını nasıl kestiğini, yaz aylarında garsonluk yaptığım turistik barları bilirim, ahlakın insanlığın nasıl dibe vurduğunu ama insanlar bilirim adam olan, sen okuyorsun doktor olacaksın deyip bana tuğla taşıtmayan benim payımı kendi taşıyan adam gibi adamlar sokakların dostluğunu da çok iyi bilirim, insanı çelik gibi nasıl dövüp sertleştirdiğini düşmanlığını da ama adalet işte ondan çok emin değilim eşit davranmıyor hayat herkese ama yaşanıyor işte bir şekilde
yine insanı sorgulamaya yönelten alıp götüren çok güzel dizelerdi var olun siz aydınlığınızla saygı ve esenlik dileklerimle
Ortak hayatlar o kadar çok ki... Görmeyi bilmek ve geçmişini unutmamak önemli.,.
Görev yaptığım bir okuldaki erkek öğrencilerimizin çok büyük kısmı ayakkabı boyardı ve sınıflara sandıklarıyla gelirlerdi. Ya dersten sonra gideceklerdir ya da boyamaktan geliyorlardır. Elleri yarıya kadar parıl parıl ve simsiyah parlardı. Eve gitme saatinde bir araya toplanırlar eve eksik götürmemek için gündeliklerini denkleştirirlerdi. Dayanışmanın bu küçücük yaşta öğrenilmiş olmasını, sorumluluğun kaygıya dönüşünü onlarda gözledim ilk kez.
İçlerinden fen lisesini kazanan çok öğrencimiz oldu. Bu başarıyla adı bilinen birçok okulun önüne geçmiştik. Çünkü bu çocukların okumaktan başka çıkar yolları yoktu. Şimdi onların içinden doktor ve mühendis öğrencilerim var. Kiminin nikah şahitliğini yaptım, kimi kız arkadaşını evime getirip ilk önce benimle tanıştırdı, kiminin çocukları bana 'babaanne' dedi!...
Üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen onlar benim çocuklarım gibi kaldı, hâlâ görüşüyoruz.
Beni nerelere götürdünüz Sayın Şair?... :(
Eşit doğamasak da 'ortak çabayla' bir şeyleri eşitleyebiliriz, 'biz' olabilmeyi öğrendiysek dağlar selam durur evvel Allah!...
Samimi değerlendirmeleriniz ve beğeniniz için çok teşekkür ederim.
Ortak hayatlar o kadar çok ki... Görmeyi bilmek ve geçmişini unutmamak önemli.,.
Görev yaptığım bir okuldaki erkek öğrencilerimizin çok büyük kısmı ayakkabı boyardı ve sınıflara sandıklarıyla gelirlerdi. Ya dersten sonra gideceklerdir ya da boyamaktan geliyorlardır. Elleri yarıya kadar parıl parıl ve simsiyah parlardı. Eve gitme saatinde bir araya toplanırlar eve eksik götürmemek için gündeliklerini denkleştirirlerdi. Dayanışmanın bu küçücük yaşta öğrenilmiş olmasını, sorumluluğun kaygıya dönüşünü onlarda gözledim ilk kez.
İçlerinden fen lisesini kazanan çok öğrencimiz oldu. Bu başarıyla adı bilinen birçok okulun önüne geçmiştik. Çünkü bu çocukların okumaktan başka çıkar yolları yoktu. Şimdi onların içinden doktor ve mühendis öğrencilerim var. Kiminin nikah şahitliğini yaptım, kimi kız arkadaşını evime getirip ilk önce benimle tanıştırdı, kiminin çocukları bana 'babaanne' dedi!...
Üzerinden 32 yıl geçmesine rağmen onlar benim çocuklarım gibi kaldı, hâlâ görüşüyoruz.
Beni nerelere götürdünüz Sayın Şair?... :(
Eşit doğamasak da 'ortak çabayla' bir şeyleri eşitleyebiliriz, 'biz' olabilmeyi öğrendiysek dağlar selam durur evvel Allah!...
Samimi değerlendirmeleriniz ve beğeniniz için çok teşekkür ederim.
Serap Hocam, Şiir baştan sona felsefe! Anlattıklarınızla, bir çok filozofa, taş çıkartırmışsınız. Çocuk kalmak, piri pak olmaktan, çok daha harikulade olmalı. Çapraz dengeyi çok severek okudum. Kutlarım. Saygılarımla.
Biraz gözlem, biraz çıkarım, biraz etkileşim... Bence de... Çocuktan daha yüce bir canlı olmadığını, onun bütün melekelerini bizim (sisteme uygun kafalar oluşturmak için ) yontarak yok ettiğimizi, sonra yetersizliğinin bedelini yine ona yükleyerek hafiflemenin zevkini çıkaran 'canlılar' olduğumuzu düşünüyorum... :(
Biraz gözlem, biraz çıkarım, biraz etkileşim... Bence de... Çocuktan daha yüce bir canlı olmadığını, onun bütün melekelerini bizim (sisteme uygun kafalar oluşturmak için ) yontarak yok ettiğimizi, sonra yetersizliğinin bedelini yine ona yükleyerek hafiflemenin zevkini çıkaran 'canlılar' olduğumuzu düşünüyorum... :(
Bulmacalar da çağrıştırma yöntemiyle çözülmez mi zaten?.. Bulabilene...
Pencerelerle bakış açımız gelişebilir, değişebilir ama an be an değişiklik yaşanıyorsa ayağı yara basan fikirler henüz oluşmamaış, arayış sürüyor demektir.
Bulmacalar da çağrıştırma yöntemiyle çözülmez mi zaten?.. Bulabilene...
Pencerelerle bakış açımız gelişebilir, değişebilir ama an be an değişiklik yaşanıyorsa ayağı yara basan fikirler henüz oluşmamaış, arayış sürüyor demektir.
O çocukluk illa ki yaşanacak değil mi Serap Öğretmenim. Çocukken şartlar elvermiyorsa yaşayamamışsan çocukluğunu, büyüyünce şartlarını elverişli hale getirir ve yaşarsın, yeter ki küsmesin içimizdeki çocuk bize. Benim de çok güzel bir çocukluğum oldu ama yoksulduk, yoksulluk yüzünden bebeklerimi annem yapardı ama çocukluk işte arkadaşımın ağlayan, gözlerini açıp kapayan, saçları pırıl pırıl parlayan et bebeğine içim giderdi. Okulu bitirip bir işe girince ilk maaşımla ne aldığımı söylememe gerek yok sanırım :) Hayat en azından çocuklara adil olmalı ama yok öyle bir düzen ne yazık ki. Hassas yüreğinizi kucaklıyorum. Sevgi ve saygımla.
Şartlar ne olursa olsun onu diri tutabilmek o kadar önemli ki değindiğiniz gibi. Belki de işin sırrı burada!... :)
Herkesin çocukluğundan getirdiği bir ukdesi vardır sanırım. Ama o akıllı canlı çocuk, bu eksikliğin yetersizlikten olduğunu bildiği için kimseye darılmaz, küsmez... Tam tersine büyüklerini avutmaya bile çalışır bazen. O küçücük bedenine sığmayan kocaman yüreğiyle taşır bu yükü, bir gün gerçekleştireceğine olan inancıyla... İşte bu, onu başarıya götürür.
Başarılı birçok insanın geçmişinde zor çocukluk yılları olması bir tesadüf değildir...
Çok samimi, etkili bir yorumdu. Çok teşekkür ederim. Benden de kucak dolusu sevgiler...:))
Şartlar ne olursa olsun onu diri tutabilmek o kadar önemli ki değindiğiniz gibi. Belki de işin sırrı burada!... :)
Herkesin çocukluğundan getirdiği bir ukdesi vardır sanırım. Ama o akıllı canlı çocuk, bu eksikliğin yetersizlikten olduğunu bildiği için kimseye darılmaz, küsmez... Tam tersine büyüklerini avutmaya bile çalışır bazen. O küçücük bedenine sığmayan kocaman yüreğiyle taşır bu yükü, bir gün gerçekleştireceğine olan inancıyla... İşte bu, onu başarıya götürür.
Başarılı birçok insanın geçmişinde zor çocukluk yılları olması bir tesadüf değildir...
Çok samimi, etkili bir yorumdu. Çok teşekkür ederim. Benden de kucak dolusu sevgiler...:))
İnsanlığın kentleşmesinde bu yana bütün kastlar buna göre yapılmadı mı Sevgili Deniz? Ne yazık ki o zamandan bu yana bu 'çapraz denge' hiç bozulamadı!..
İnsanlığın kentleşmesinde bu yana bütün kastlar buna göre yapılmadı mı Sevgili Deniz? Ne yazık ki o zamandan bu yana bu 'çapraz denge' hiç bozulamadı!..
İtirazım var şairim şiire....:) Kimi çocuk doğar ve o çocukluğun yülkünü de ömür boyu kendi omuzlarında taşır...O'nu taşıyacak kimse yoktur yanı başında...Kendi kendinin yolcusudur...Yaşam içinde büyür,büyümekten başka çaresi yoktur zaten... Ama içindeki çocuk hep baki kalır.... Verdikleri her daim ,belki çocukça bir elveriştir ama kimse bir çocuğun verdiği elma şekerini reddedemez... Gülen gözlere,şefkate hepimizin ihtiyaç duyduğu şu zamanda herkesin içinde bir çocuk vardır...Kimisi görmezden gelir,ama ben nedense hep bilirim naçizane... Sevgimle....Yanaklarınıza iki buse ve kucaklama bıraktım göğsünüze...
Çocuk, çocuk, çocuk!... En önemli varlık!.. Yeterince anlayamadığımız ve zamanında hakkını veremediğimiz o tertemiz, cıvıl cıvıl insan örneği...
Biyolojik olrak onu saklamak mümkün değilse de ruhen onu içimizde öldürmemeliyiz. Bütün büyük sanatçıların ve bilim insanlarının başarıları çocuk ruhlu olmalarına bağalnır... Hesapsız, çıkarsız, yerinde duramayan, duygularıyla yaşayan, aklı fesatlığa hiç çalışmayan o pirüpak canlı...
Çocuk, çocuk, çocuk!... En önemli varlık!.. Yeterince anlayamadığımız ve zamanında hakkını veremediğimiz o tertemiz, cıvıl cıvıl insan örneği...
Biyolojik olrak onu saklamak mümkün değilse de ruhen onu içimizde öldürmemeliyiz. Bütün büyük sanatçıların ve bilim insanlarının başarıları çocuk ruhlu olmalarına bağalnır... Hesapsız, çıkarsız, yerinde duramayan, duygularıyla yaşayan, aklı fesatlığa hiç çalışmayan o pirüpak canlı...
Yaşamdaki bu dengesizlikleri görüp de artık kıyamet kopsun diyen çok. Dünya çocuk kalabilenlerin sayesinde yaşanabilir oluyor ki sizi kutluyorum. Çok düşündürücü, üzerine çok yorum yapılabilecek derin bir konu. Kalemine sağlık.
Dengeyi ters çevirebilmek büyük bir yetenek. Keşke hepimiz çocuk kalasaydık ya da çocuksu yönlerimiz hiç bitmeseydi. Hayatı oyun bilseydik. Lâkin gerçekler farklı. Doğarken herkes ağlıyor ama bir de hakikaten ağlayanlar var. Rahmetli Kemal SUNAL 'ın Gülen Adam filmindeki ana karakterde olduğu gibi. Güç dengesinde büyük balık küçük balığı yemeli ki hayatta kalmalı. Belkide bu yüzden eşitsizlik kavramı taa baştan var. Buna imtihan diyenler de var. Birileri gülsün doysun diye yenilenler var hem de eb baştan. Bu dengeyi kurana aşk olsun.
Yüreğinize sağlık hocam. Şiiriniz düşündürdü fazlasıyla.
Dengeyi biz kurmadık, biz bozamayız diye düşünüyorum Serkan Bey. Sadece ucundan kenarından kurcalayarak belki bir yer genişlemesi yapabiliriz... Belki!...
Nefsimiz bizim elimizde olduğuna göre, çözüm üretmeye çalışmak, olmuyorsa da ağıt yakmaktansa başka bir arayışa geçmek de bizim elimizde.
Son dizeler buna gönderme yapmak içindi. Çocuklar hemen bir arayışa geçer çünkü, pes etmez...
Samimi değerlendirmeler yaptığınız yorumlarınız için teşekkür ederim.
Dengeyi biz kurmadık, biz bozamayız diye düşünüyorum Serkan Bey. Sadece ucundan kenarından kurcalayarak belki bir yer genişlemesi yapabiliriz... Belki!...
Nefsimiz bizim elimizde olduğuna göre, çözüm üretmeye çalışmak, olmuyorsa da ağıt yakmaktansa başka bir arayışa geçmek de bizim elimizde.
Son dizeler buna gönderme yapmak içindi. Çocuklar hemen bir arayışa geçer çünkü, pes etmez...
Samimi değerlendirmeler yaptığınız yorumlarınız için teşekkür ederim.
Hocam insanlar hayata eşit şartlarla başlamıyor Kimi düşeşle doğuyor kimi hep yek dediğiniz gibi doğarken saçında kır olan çocuklarda var içi hep çocuk kalanlarda
İnsan ve yaşam üzerine Anlamı anlatımı hiç kopmayan bütünlüğü ile işte serbest şiir gibi şiir dedirtti çünü ana fikri ve o fikrin etrafındaki yardımcıı fikirleri ile tam bir ahenk içinde şiir
Canı gönülden kutluyorum bu felsefi derinliği olan şiiri ve şairini l
Ne yazık ki öyle, çünkü yaşamda eşitlik yok. Küçük fotoğrafta gördüğümüz dengesizlikler, büyük fotoğraftaki bir dengenin parçası diye düşünmek istiyorum.
Şiiri irdeleyen samimi yorumunuz ve beğenileriniz için içtenlikle teşekkür ederim Ali Bey.
Ne yazık ki öyle, çünkü yaşamda eşitlik yok. Küçük fotoğrafta gördüğümüz dengesizlikler, büyük fotoğraftaki bir dengenin parçası diye düşünmek istiyorum.
Şiiri irdeleyen samimi yorumunuz ve beğenileriniz için içtenlikle teşekkür ederim Ali Bey.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.