0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
987
Okunma
Dilim idam ipine dolanmış, kalemim keder kemiğinden kırılmış. kalemim Kalbimde gövdesiz bir baş misali artık. Hiç aklıma gelmeyen şeyler var. hiç unutamayacağım şeyler Gibi. Tarifi olmayan acılar gibi.
Gel acıyı tarif edecek bir dil yaratalım.
Ne zaman ki Acının mahremine kanamaya kalksak. Bir yenilgi fırtınası bir üzüntü yağmurunda ölüm ile göz göze geliyoruz.
Ve biliyoruz ki ölüm acı bir gerçektir.
En gerçek acı ise yaşarken ölmektir.
insanların yüzünde adem ile hava’dan kalma mahçup acıların izi.. ötemde güneşe, yıldıza, aya kafa tutan kavimler. bunlar neden ölümden bu kadar çok korkuyorlar.
Ruhum sıkıldı. Ruhum yoruldu
Ruhumun geometrisi esmer çocukların gölgesidir.
Ruhumun geometrisi barışın sesidir.
Haziranların habercisidir.
Bulutsuz havaların güneşli elçisidir.
Şimdi şartsız, ölümsüz yanımla elerimi tanrıların divanına uzatıyorum.
her dilden bir çocuk.
Ve her din’den bir Anne Oluyorum.
Sonra Cesaret-i aşkla elerimi sana uzatıyorum.
Tut elerimi diyorum. Tutmuyorsun
Tut ellerimi diyorum kaçıyorsun.
Ve ben...
Düş yolcusuyum, her sonda eksiliyor bir parçam.
Düş yolcusuyum yahut takvimi’nin ilk yaprağında Kaldı. son parçam.
Yezit gülüşlerin isyana kıvılcım saçarken
Çocuk bedeniyle vuruldum yan sokakta
görgüsüzce. Ölüm sıçradı yüzüme
Göz bebeklerimden kaçarak.
Sen! korkma gülümse.
Içindeki aylak emojinleri serbest brak.
Baş Kaldır. Haykırışlarıma eşlik et
korktuklarım başıma dolandı.
korkularım bana şahlandı
Benliğimi yitirdim.
Tarihin sunduğu utançlara lanet yağdıralım.
Tarihin unuttuğu çocukları hatırlatalım
Tarihin yağmaladiğı gelenekleri yaşatalım. Yaşayalım.
Susma bu gece. Susarsan hidayetim küsebilir.
Sen Susarsan Ben gidebilirim.
Ben Susarsam Sen gidebilirsin.
Susmayalım. Lütfen susarsak ölebiliriz.
iki dudağının arasında can pazarı kurulmuş
iki cümle bir can. Ah bakışların
Kendimize yakıştıramadıklarımızı yakıştırıyorlar.
Korkuyorum. Korkularımı lanetle.
Yandaşlık etme. Ülkemi çok özledim.
Bir şiir yaz bana.
Bizimle birlikte gidenleri anlat
Mesela Acı çekenleri.
Ezilenleri ihaneti intihara kurban gidenleri anlat.
Kör kütük karanlıkta bedenini ateşe verenleri
işkence tezgahlarında direnenleri zaferi görmeden ölenleri. sürgüne gönderilenleri.
Yenik düşenleri
Ve umudunu yitirenleri.
Hayata küsenleri anlat
Tut elerimi diyorum. Tutmuyorsun
Tut ellerimi diyorum kaçıyorsun.
Oysa Elerimi tutabilsen ölümü öldürebiliriz.
Halbuki elerimi tutsan barışı getirebiliriz.
Şimdi tekmil dur yitirdiklerine karşı.
Boyun eğmek zulme sadakattir. Yast tutuyorum gelmiş geçmiş çağ’lara. Içim acıyor coğrafyama
insanlık yüzü görmemiş bu çorak topraklar.
Bu ıssız topraklar doymak bilmedi bu zalim topraklar.
Tanrının unuttuğu topraklar.
Ve anlıyorum ki hiç bir acı kalıcı değildir
Zaten insanın kendiside.
Yolun sonu artık.
Bharati’nin isyan ateşi sönmedi şivaya karşı
Zafere sahlanan her piyonun sonu gibi..lara.
5.0
100% (2)