"Günahı boynunda bekleyenlere,
Yol açarak gel yâ Şehrû ramazan.
Mis-i amber deyip koklayanlara
Gül saçarak gel yâ Şehrû ramazan.

"Kâbe yollarının üstümde tozu,
Kubbet-üs sahra da rasûlün izi,
Şu fani dünya da bekletme bizi,
Gel uçarak gel yâ Şehrû ramazan .

"Taş ile örülmüş güzel çağları,
Cennet-ül mê vâ da firdevs bağları,
O şol denizleri engin dağları,
Gel geçerek gel yâ Şehrû ramazan.

"Selam getir bize cebel-i turdan,
Ümmete haber ver İsrafil surdan,
Yedi kat alem de durdugun yerden,
Gel göçerek gel yâ Şehrû ramazan.

II

"Merhamet sahrama umutlar bırak,
Gel düşlerle gel yâ Şehrû ramazan.
Gün yakmasın bizi bulutlar bırak,
Gel kışlarla gel yâ Şehrû ramazan.

"Otuz gün baş başa misafirim kal,
İçir şarabını bizi bizden al,
Kanadında rahmet gagasında bal,
Gel kuşlarla gel yâ Şehrû ramazan.

"Rahmet vadisinden su getir bize,
Erenler katından hû getir bize
Râsûlüm Ahmet den bû getir bize,
Gel yaşlarla gel yâ Şehrû ramazan

III

"El ele gül yüzlü huriler ile,
Tabduk dergahından ahiler ile,
Dilinde yunusdan ilahilerle,
Söylerek gel yâ Şehrû ramazan.

"Rasülün ümmeti kirden arına,
Al diye Yapıştık gülün moruna,
Mazlum gönülleri biri birine,
Bağlayarak gel yâ Şehrû ramazan

"Nur dağında gezen ahular ile,
Şol deniz üstünde kuğular ile,
Devrişin dilinde hû hûlar ile,
Çağlayarak gel yâ Şehrû ramazan

"Kirlendik on bir ay gel merhanetle,
Ahiret köşkünü süsle cennetle,
Kevser ırmağından ab-ı şerbetle,
Çağlayarak gel yâ Şehrû ramazan.



HARUN YILDIRIM