Bu Küresel
Herc-ü Merc

Beyhude geçti bunca
bâdireden, şu ademoğlu
buharlaştı belleğinden
ahiret yurdunun ebedi saadeti
dünya nimetleri yerleşti yerine
tüm aldatıcı câzibesiyle
şeytanın iğvalarını bir bir yuttu
galu-belâ’da verdiği va’di unuttu
ve belki de son kez, gene
tağutun yolunu tuttu
bunaldı, çaresiz kaldı
nefsin heva ve heveslerinden
aciz ve zayıf ademoğlu
gene dünyaya daldı
servet, şöhret, zevk-sefa
sanki doyumsuz bir baldı
aklı zaten kıttı insanın
kalan kırıntılarını da
kibir, haset ve ihtiras çaldı
erdem adına ne varsa
şu zâlim ve işvekâr dünya
kalplerden kazıdı, söktü, attı
ayaklar altına aldı…

zalûm ve cehûl insan
bu kez de sınıfta kaldı

insaf, ahlâk, adâlet
vurdu derin diplere
şükür ve merhamet
uçtu meçhûle, karıştı gaiplere
hayasızlık, rüşvet, iftira, zulüm
gasp etti tüm müstahkem mevkileri
köleleştirdi bütün kararmış kalpleri
açgözlü, küresel, finans aygırları
insafsız bir israf, hayasız bir sefahat
vahşi bir çılgınlıkla
gününü gün etmeğe daldı

ey beşeriyet, bil ki
uçuruma kırk adım kaldı

yılmadan savunsun
mukaddes mevzileri alperenler
dayansın yarınları görenler
hakk gelir bâtıl zail olur
hakk’kı boğmaya gelenler
onda hayat bulur
inatla sebat eden
taha ve yâsin muzaffer olur

mazlûmun gözyaşı zâlimi boğar
insanoğlunun üstüne
yeniden rahmet yağar
belki kırk sabır sonra
kırk sebat ötede
bu küresel herc-ü-merçten
nur topu bir nizam-ı islam
bir asr-ı saadet doğar.

İdris ESEN, Kasım, 2016, Erenköy