Ölü bir martaval adeta dümeni kıran gemi
Hele ki yağmalandın mı yüreğin ganimeti
Bir soluksuz manivela ki
Aşkın yüzü suyu hürmetine
Tahakküm yüklü vaveyla.

Köküne sıkı sıkı bağlı genlerden fışkıran acılar
Varlığın dirayeti sınanan aralıksız kımıldanan
Sancılı varlıkta öfkeli mi öfkeli dünde kalan
Yarına da bir sunum içre dönük kelam.

Beyitler aşıp da erdiğin hidayet
Gömülü tayfası ölü iklimin
Sebepli sebepsiz darmaduman edildiğin.
Bilmezler de nerede sonlanacak
Sormazlar da var mıdır tek bir derdin.

Günde sarkıt
Yürekte hicap
Kanıtlı kanıtsız derdest düşler ki
İrkildiğin elbet canın yongası
Devinen kul köle oldu mu mahzenine matemin.
Sefasını süren hezimet
Bir kekremsi gölgede saklı gözlerdeki son bakış.

Azamet yüklü felaket tellağı
Cürüm yüklendi mi derdini tasasını yüklenmiş
Yüreğin de aymazı bir mevsim
Şimdilerde yoksun günden
Yarına bel bağlayan her eklem ki
Satırların belalısı hangi duyguysa söylenmeyen.

Kardığımız her yüklemde
Sonsuzluk saklı matemin de arka kapısı
Bir meram ki saklı içinde dünün
Boynu bükük sevdada mı sönecek ömrün feri?

Hani bukleleri dolaşan rüzgâra
Sözcükler yüklendiğin hece hece
Bir b/ölüm ki azat edilmeyi dilediğin terane
Ne de olsa gök kuşağında saklı
Dilediğin her hayal kükreyen zihnin gerilerinde.

Şimdi vasat bir şarkı dillendirip de
Direniriz zalime
Sancılı evrenin de tasını tarağını toplayıp
Hâsıl oluruz herhangi bir seferde
Ne de olsa seyyahtır gölgeler
Varlıktan kasıt elbet son sürat ödenecek bedeller
Ki iklimsiz bir boyut
Serildiğin her ukdede mi kala kaldın sessizce…