3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
870
Okunma

Hu deyuben çıkıp yola derde zebûn olalı
Gâh gezeriz dağ bayırı aşk ile iftâr için
Hâl ehlinden pir-i azâm bize nazâr kılalı
Gâh süzeriz yeryüzünü feleği ihtar için
Gün olur ki sinemize düşer hasret serabı
Mayamızdan gardaş deyu kucaklarız turabı
Cihan deriz muhânnetin eskittiği çorabı
Gâh kızarız bezm-i elest sözünü inkâr için
Lütûf olur sır köşkünde meczûpluğun pâyesi
Yanmasını bilmeyenin beyhudedir gâyesi
Gün devrilir yeksân olur kibirlinin sâyesi
Gâh üzeriz kendimizi âşîklara yâr için
Eğil hele bir kulak ver ne söylüyor su sesi
Her yağmurun izi başka yer öperken busesi
Tevekkülle dolar daşar miskin abdal kâsesi
Gâh yüzeriz el ayaksız mahilere kâr için
Kuldan değil Hak’tan elbet her işin sonu başı
İnsan nedir zerre nutfe öze döner naaşı
Belâ deyip teslim olmak bu dur kemâlat aşı
Gâh ezeriz nefsimizi bir olan Settâr için
Vel bâ’su ba’del mevt hükme deriz amenna
Hakikâti bilen canda haksıza olmaz sena
Bu gökyüzü bu yeryüzü "Ol" hükmüyle bir bina
Gâh sezeriz cism-ü canı ervâhı tekrâr için
Rayet’e hu deriz elbet değişmez şiârımız
Ki dünyada neyiz ki biz kaç okkadır varımız
Bizi yaban bilse ne gâm gül yüzlü dildârımız
Gâh yazarız gönül ile mihriban ruhsâr için
Gün olur ki ardımızdan kalmaz asla bir sedâ
Makberî’ce olur elbet kelimelerle vedâ
Kula kulluk bilmeyiz biz yalnızca Bir’e gedâ
Gâh kazarız kabrimizi kaderi ikrâr için
_______Makberî