5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1150
Okunma
Gecenin sonsuza açılan
penceresinden sesleniyorum size
ey rabbın uçurumunda dolaşan gölgeler
bakın gözüm açık
gözümde şimdi kayıp sureti yıldızların
yüzüm hala eski bir yüz
ta babil’in lal renkli şaraplarıyla yıkanmış tenimde
..........
ceset yığını bir tarihin gözbebekleriyle bakıyorum
doğup kaybolduğunuz kentlere şimdi
size sesleniyorum
kalbim kırık bir saatin
vuruşları gibi
zamansızlığın çinde
teslim olmuş bir ruh
ama yol kayıp
yol kabaran okyanusların
öfkesinden vurulmuş bir gemiyi
alıp götürdüğü
karanlık bir cizgi
oysa seçenekte tekti belki
ben ve o
nakış nakış dolunayla
işlediğiniz yüzünüzde
varlıkla yokluk arasında
birden beliren bir imge
belki istencimiz sadece buydu
ışıkların suçları örttüğü gecelerde
.....
ben yine kenti
çok uzaklardan kuşatan adam
size sesleniyorum
suçtunuz sadece suç
ne zamanı belli
ne zamansızlığı
sadece bir leke gibi
birden siliniveren
kaçıştınız
en ağır suçlardanda öte