Gözlem evi yetim yüreğin
Şaşalı da bir tutanak
Edindiğim kadar cahilce cesareti
Yufka yerine taş mı olmalıydı, dediğim.
Hünkârı düzenin,
Ayyuka çıkan bir yeis
Her merhalede kilitlendiğim saf dokunuş.

Müspet menfi rüzgârın sürüklediği
Tümden gelen her hece
Yetinmeyi bilmeliydim, dercesine
Sırdaş bir düş
Merdivenlerinden yuvarlandığım yokuş.
Kıyımına razı gelmekse dünün
İrkildiğim güpegündüz cebbar bir mıntıka
Serilen sözcüklerden huzurlu bir vicdana
Geçiş yapan eksik aklın kürediği
Bir hayalden ibret alan sefil fani.

Yastan mütevellit günü birlik şiirler
Endamlı birer mersiye
İthafı saklı bir kucak
Dokunmaya kıyamadığım
Safiyet yüklü bir kanat
Elbet mimozaların açtığı cennet bahçem
Sabıkalı olduğum bir numaralı seçenek
Aşkın latif rüzgârı.

Korunaklı mısralar serden vazgeçip…
Beyzade hükümler
Anne olmanın miadı:
Kel alaka üç beş hatıra
Dün gözlü yüreğe de tokat gibi çarpan
Sevdalı mizansene serildim anbean.

Çöpsüz üzümmüş meğer tüm şarkılar
Kum fırtınasında gözüme kaçan aşk gibi:
Kaportası koyu mavi hayaller çarşısı
Gezindiğim her ırk her sır her edim
Yaralı ceylanın geride kalan rüzgârı
Mamafih, sivrildiğim
Beyhude şiirler dünyası;
İrkildiğim hangi haykırışsa
Rabbimin tanıklığında
Solmaya dair üç beş ışık
Yaralar kadar kapalı ve sırnaşık.

Kem gözün asaleti midir ne?
Karaborsa mutluluk
Öyle de denk düşmez hani kendime
Ne de olsa kendini bilmez bir öznenin
Mağdur kırbacıyım
İçine hapsolduğum yaralı şafağın
Kırık mızrabıyım:
Söylediklerim ne ki, azizim:
Söylemediklerimden sor beni.

Kuram dışı aşklara da sar yüreği
Çöküşün tam da ortası
Hazine sandığımdan çaldığım her mısraa vur beni
Şanlı yalnızlığın bayrağı sefil suretine gecenin
As beni
Yakalanmadan azaba
Basireti bağlanan şu ufka da göz kırp hadi:
Sonra da sil beni kayıtlardan
Yeter ki sona ersin bu izdiham.