0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
193
Okunma

Yaşamak bütün tanıdık simalara inat
yaşamak kör kuyularda güneşsiz
itirazsız bir mahkeme salonunda hükmedilen
cezalarla bir başına kalmak gibi hüzünlü üstelik
sonucuna razı usturuplu bilgece ve zarif
yaşamak altın çıkarırcasına dağlardan zor
sınırlı bir sonsuzlukta ölümcül bir hastalık
kim gelirse gidiyor hiç durmadan
bütün manalarını çaldılar hayatımın
eskiyen tenimin gülen yüzünü çocukluğumun
gel gitler ile dolambaçlı yollarda kalan
iri kırmızı topuklu ayakkabılarıyla çıldıran annemin
çatlayan dudaklarından duymuştum aşkı
hala kulaklarımda çınlar o nazenin sedası
‘’ Ey büt-i nev eda olmuşam müptela ‘’ ‘’