6
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
893
Okunma

Saklanbaç oynamayı,körebe olmayı sen öğrettin bana
Elma dersem çık,Armut dersem çıkma derdin
Hep Elma derdin de, bende sevinçle çıkardım saklandığım yerden
Çocuktum işte
Mutluydum
Şimdilerde hep Armut diye bağırıyorlar
Bir türlü çıkamıyorum içimin en içinden
Kulaklarım kabarıyor Elma sesine
Ama yok
Kör/ebe
Adı üstünde kör zaten
Bense karanlıktayım
Nasıl bulacak beni
İmkansız,imkanlıklar ararken
Çocukluğum dikilir karşıma
O günlerin hatrına
Gülerim
Bilirsin,ben herşeye gülerim
Bizim deli kız derdin bana
İsmim öyle kaldı
Çocukken çok üzülürdüm ben sana
Hayran olurdum sabrına
Kendi kendime söz vermiştim
Seni hiç üzmemeye
ve hep gülmeye
Varsın herkes deli kız desin
Görme o delinin delik,deşik yüreğini
Yoksa çok üzülürsün
İçimde avazlar yükseliyor
Boyları boyumu aşmış
Saçma sapan kabullenişlere
Boyun eğiyorum
İçten içe yaşlanıyorum belkide
ve bunu sen bile göremiyorsun bazen
Yalnızlığa ekilmiş bir fidan
Öylesine güçsüz,öylesine çorak
İnce bir sızı,yer etmiş göğsümde
Göğsün göğü yarık kan damlar içime
Ürkek dudaklarım mırıldanır sessizce
Seven yokmu derim
Ben varım daha ölmedim dersin,yüreğimin içinde
An gelir dualar,bedduaya dönüşür
Ak sütün helalliğinden,havaya suya karışır
Gülmekten yoruldum Anne
Hüzün bakan gözlerimi saklamaktan yoruldum
Kabullenmekten
Kendime sığınmaktan
Kendi kendime sarılmaktan
Konuşmaktan
Bir elimi,diğer elimin üzerine koyupta,iki elin sesi var yalanından bile yoruldum
Bir varmış,bir yokmuşlarıda sen öğrettin
Bin yokmuş masalındanda yoruldum
Yağ satıp,bal almaktan
Ayağımı yorgana göre uzatmaktan
Donmayan alın terimi ,ucun ucun hesaplamaktan
Sendeki benim gölgesinden yoruldum
Şöyle bir kenara çekilip
Ben olmayı,mutlu olmayı özlerken
O siyah/beyaz televizyonlardaki
karıncaları özledim...