14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1408
Okunma
Sevgili dostum Taylan Koç’un maharetli kalemiyle içimi depreştirdiği mısralarından sonra susmayan hatıralarımın çığlığıdır...
Kendine varan yolda oturmak
sevgilinin dudaklarında,
acıyı dişlemek,
kanatmak yoklukları.
terlemek sevgilinin,
dağ tutan ellerinde,
avuçlarına yaslamak yüreğini.
sızmak derinlerinde bir nehrin,
çağlamak sahipsiz kuytulara...
batıp karanlığına gecenin,
koparmak yıldızları
seyretmek dünyayı
gözyaşlarında yüzerken sevgilinin,
kanatmak yalnızlığı.
ne umut..
.......
...
..
.
Kırıp kanatlarını martıların,
Gözündeki yalnızlıklara
Sapladım adında bilenmiş bıçakları.
Saçaklarına sığındım,
Bedenimde izlerin,
Ruhumu seyrettim
Kaçıp giderken benden.
Susturup acıları,
Koşturup yağız atları,
Kalmanı bekledim
bir umut..
.......
...
..
.
Koşuşan çocuklar düşlüyorum,
Kalabalıklara çarpıp,
Düşüyorum,
Üşüyorum,
Ayaklarıma dolanan
ıssızlığında senin.
Titriyor iliklerim...
Kendimi asıyorum,
Kavruk dallarına,
Turuncu yapraklarına
Çınar ağaçlarının.
Çığlıklar saklıyorum,
Yalanlar aklıyorum,
Ayrılıklar saplıyorum,
Kabuklarına yaralarımın,
Vedasız, busesiz, sessiz.
Seçtiğin
Geçtiğin,
geçip gittiğin şehirlere mezarlar kazıyorum,
örtüp gecesiz uykularımı,
Ter susuyorum,
söküyorum yıldızları
adımdan.
Sana nefret biçiyorum,
Ömrüme ektiğin acılardan,
Bana umut..
Ama ne umut!!!