1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
566
Okunma
sardı ciğerimi öksüzlüğüm
sayıklarken adını
sade yalnız karanfildi
burnumda kokusu...
yıllar geçmiş ardından
aynı haz aynı türkü..
ayır beni anne
saçının aklarından
ya da karlar gibi
düşeyim gözlerinden
ürkek bir çocuk, bakışı ardında
tomurcuklar yeşertir sevdalara..
üzme kalbini annem
ağlatma gözlerini
bir dîvane esirken pusuda
sakalında yaslar tutar evladın
o gönül kimler uğruna perişan
özlerken yanıbaşında ruhunu..!
dinmesin ümidin evim benim
karartma enseni bitmez gecelere
bu kışlar elbet biter
baharlara açılır kapılarımız..
bu keşmakeş söner göklerde
o aydınlık sabaha uzanırız
ne diyeyim şu onlarca yıllık çile
ne konuşsa anlatamaz dilim
damarının kabaran yeriyim
güç tutmuyor bu yüreğim!
isterim bir gün o mutlu yolda
eşlik ederek kolunda
Rabbimin huzurunda
Kabe’yi seyredelim!
isterim şehadet o nurlu toprakta
Cennet mekan olsun yerin..
oysa bir damla âb-ı hayatının
ölsem ödeyemem hakkını
gediklerinde örülü bir yelek
tüyleri bitmemiş o masum yavrunun
zayıf bedeninde ve mavi boncuklu..!
5.0
100% (2)