3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1186
Okunma

Bıkmışım, bitmişim, çökmüşüm diye;
Bir güne bin damla dökmüşüm diye;
Hayat çınarımı sökmüşüm diye;
Yüzümde yılların yorgunluğu var…
Dilerim mutluluk iç kana kana;
Hesap mı sorulur cananda cana;
Çok görme sevdadan ve aşktan yana;
Sözümde yılların yorgunluğu var…
“Sevmeyi men” etmiş komutlar gibi;
Kırılmış, incinmiş, umutlar gibi;
Yağmaktan yorulmuş bulutlar gibi;
Gözümde yılların yorgunluğu var…
Yanakta birikmiş onca yaş varken;
Bağrımda, şuramda soğuk taş varken;
Sen bahar beklersin bende kış varken;
Yazımda yılların yorgunluğu var…
Vurgun sonrasında ölümden beter;
Dilimde son şarkım “Yeter be yeter”
Bilemem bu türkü ne zaman biter;
Sazımda yılların yorgunluğu var…
Sen kader sayfamın beyaz karası;
Sen minik serçenin kanat yarası;
Bilmiyorum kaşla gözün arası;
Nazımda yılların yorgunluğu var…
Gülmeyen bahtıma küsen kaderim;
Toplasan bir hiçlik bütün ederim;
Rakıya gömdüğüm nursuz kederim;
Buzum da yılların yorgunluğu var…
Son kapı belki de çalıp durduğum;
Kimbilir pembesiz hayal kurduğum;
Durmadan yarama basıp durduğum;
Tuzum da yılların yorgunluğu var…
Ali ALTINLI – 21.10.2019
Saat: 00:18
5.0
100% (4)