4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1195
Okunma

Muradım kaderin az ötesiydi
Hayalim ufkumu aştığı zaman
Ömür takviminde haz ertesiydi
Duygular sel olup taştığı zaman
Ab-ı hayat için verdiğim nakit
Tez bitmeyecekti; böyleydi akit
Sanırdım kıyamet denen o vakit
Uçurtmam çamura düştüğü zaman
Ne hüzün bilirdim, ne matem, ağıt
Aşkımı ifşaya yetmezdi kâğıt
Neşeyi böl paylaş; dağıt ha dağıt
Yüreğim çağlayıp coştuğu zaman.
Kuşlara kanattım, bahtıma çeri
Keder baş kaldırsa yerdi hançeri
Bir ben vardı bende benden içeri
O ben benden hızlı koştuğu zaman
Cihan tozpembeydi; aliyyülala
Yaz gölgelense de mutluydum hâlâ
Kurt düştü içime; okunup salâ
Kazmalar toprağı eştiği zaman
Yol uzun inceydi, yıllar basamak
Aklıma gelmezdi hiç duraksamak.
Âniden farkettim neymiş susamak
Düz yolda pusulam şaştığı zaman
Bir parmak bal imiş ağzımda o tat
Sonsuzluk iksiri ödenmez fiyat
Ağlamak nasılmış öğretti hayat
Aynalar yaramı deştiği zaman
Meğer can kuş imiş, ömürse bir an
O an dünyevîyse yarısı noksan
Gaye vuslat ise varırmış insan
Olmak için yanıp piştiği zaman