2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
645
Okunma
Say ki
Babil düşmedi o gün
Karanlığa göçmedi yani iki el parçası
Fırat suyu şahit
bir de
yıkılan şu son kent
onlar olmasa
şu renklerin en uzunuyla yazılan
ve hala çoğu kimsenin anlam veremediği
bence çok makul ve anlaşılabilir olan
şu anlamlı yazı
kimsesiz kalabilirdi
bir eski harabeye benziyorsun ey söz
yıkılan surlarıma benziyorsun
yanmış
ve talan edilmişsin benim gibi
ensemden sırtıma damlayan
biçare bir su damlası
gece inlemelerinde unuttum seni ben
söylediğin o güzel şeylerin hepsini
aynı derginin farklı şiirlerinde okudum
ki en çok
bana yakışırdı verdiğin sözü tutmak
artık ırmaklara
ve ormanlara şiir yazmadığım belki de bundandır
ucu bucağından eksik oluyor zira
kayboluyor vesselam
benden önce söylenmiş
tüm sevda sözlerinden alacağım var benim
ahtım var yani
cümle şairlere sitemim var
en çok ta
ana diliyle yazmayanlardan şikayetçiyim
çünkü hiç bir aşk
yazıldığı gibi okunmuyor kağıtta
şarkıya aşk düşmeden
bilirsin
na mümkündür söylemek
Bir eski uygarlıkta kalmıştı aklım benim
Zaman durmuştu bir boşlukta
sustuğum yerden önceki yaşananları hatırlıyorum sadece
kocaman bir kara delikten bakıyorum
Henüz keşfedilmemiş
bir dili konuşuyorlardı
Hiç bir savaşları olmayan
Nihayetinde
Kaybolan
Hiç tapınmayan
Ama
Aşkla yaşayan
Kocaman kentlerinde
Gülen
Oynayan
Ve koşanları anlatıyorum
Harappa
Mohenjo
Ve dora
Bir gece uykusunda yıkıldı
işte o zamandan bu zamana
Ayrılığın ön adıdır yanmak
bundan mütevellit ki
Son şehir yıkılmadan
Son öpüşme olmadan
Ve
sarılmadan
gitme
bu şiire
özlemek yakışırdı oysa
sıra serviler boyunca yürümek
ve gitmek
...
...
üzgünüm
yine yapamadım
5.0
100% (3)