3
Yorum
5
Beğeni
4,5
Puan
860
Okunma

Kör karanlığın koynunda ayaz yemiş
böğrüne,
bir hüzün darbesi daha vurduğunda,
yaman bir sessizlik sinsice içine çökerken,
ya da sessiz sedasız ağlarken,
h/içli şarkılarla göz göze gelip
sen hiç şair oldun mu?
Demli çay bardağının,nemli tahta masada
kaçıncı gidiş gelişiydi bilmem
Kurşun kadar soğuk, garsonun sözü
delici bir o kadar yıkıcı;
"O günden sonra gelmedi"
Gıcırtısı gem vurdu hızlı koşan hırs atıma
Yakmak istedim alemi tahta sandalyeyi iterken...
"Hele de eylül ise mevsim gider bir daha gelmem"
Ne ağır imtihandı
Buz tutmuş yüreğinle ilmek ilmek acıları
Hüzün ateşinde yıkadın mı?
Her söze göğüs gerip,her naza kulak
tıkadın mı?
Sayfa sayfa kitaplarda yazılan
Nağme nağme şarkılardan süzülen
Ve bunları anlatan şiir oldun mu?
Selim Adım
5.0
50% (1)
4.0
50% (1)