1
Yorum
7
Beğeni
4,8
Puan
1833
Okunma

Boş bir ev gibiyim,
Yalnız ve pencereleri
tozlu,
Son sözü umut olan
bir şiirin mısralarında
kayboldum,
Dilimde hırçın bir
şelale,
Dudaklarım kupkuru,
Suskunum..
Sensiz yatak gıcırtılı
bir tabut,
Tam 7 yıl 347 gün önce
ölüm sana pusu kurdu,
Geriye bıraktığın yemyeşil
bir dalı kuruttu,
Gökyüzünde beraber uçan
iki kuştuk,
Peşin bırakmayan hangi
kara bulutttu..
Şu koltukta kumanda
kavgası yapardık,
Balkonda saksılarını
sulardık,
Birbirimizi ıslatırdık,
Örgülerin bozulurdu
kızardın..
Nakış nakış danteller,
patikler örerdin,
Her nakışta aşk diye
çarpardı yüreğim..
Hey gidi günler hey!
Saçlara kar yağdı,
Elde baston kaldı,
Unutkanlık epey
bir azdı,
Lanet olsun
sensiz yaşlandım..
Sana elbiseler,
gülücükler,naz etmeler,
Çiçekler her şey
çok yakıştı,
Ama 7 yıl 347 gün
önceki ölüm hiç
yakışmadı,
Bekle az kaldı,
Mezarının dibinde
hayata küseceğim,
Gözlerimi kapatacağım,
Yanınıza geliyorum,
Müzeyyen Hanım!...
(Şair dostum Araz Şen’e ithafen)
5.0
80% (4)
4.0
20% (1)