0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1226
Okunma
bu ölümsüz büyük şair ölümünün,
her gün aynı saate aynı vapura bindiği
aynı havayı soluduğu
bakışlarında delice sarhoş olduğu
İstanbul u O orada yaşadığı için sevdiği
her gün aşk dolu mektuplar yazdığı
Ve
şiirleri oturduğu sokağın kaldırım taşlarına kazınan
Ancak
ne var ki aşkına karşılık bulamadığı
ölüp bittiği bu kadının elinden olacağını anladığında..
gitmeli bu şehirden belki yaralarım daha az kanar!...
kocaman bir aldatmaca
bir avunma çocukça
yaraların uzaklarda daha çok kanayacağını
bilmez miydi vurgun yemiş bu eşsiz şair...
ben ki kendimden biliyorum!
şimdi değiştirdiğim bu şehirde sürekli esen rüzgar
ona hasretimin şarkısını söylüyor bana
geceleri masmavi gök yüzünde göz kırpan yıldızlar
burada rahat mısın diyorlar ısrarla
karşımda boydan boya uzanan Kaz Dağları
aşkımın sonsuz ve ebedi görkemini vuruyor yüzüme
akşam güneşinin balkonuma düşün engin kızıllığı
ilahi hayalini resmediyor gözlerime
saat tam sekiz otuzda yakınımdaki hava alanına
pike yaparak inen ışıl ışıl uçak
önceki şehirde evime sekiz dakikalık mesafeden
her gün geçen Onu hatırlatıyor bana...
5.0
100% (1)