7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1423
Okunma
Gün yüzünü dönerken geceye
Dalgalar; mesnetsiz savruluşlarla vuruyordu iskeleye.
Parçalanmış duyguları,
Kırık hayalleri,
Ve hasretin koyu rengini
Çılgın arzularlarına peşkeş çekip
Topluyordu ak Köpüklerinde.
Hava; hüzün döküyordu.
Deniz; güneşi söndürmüş içinde, neşe’yi yutuyordu.
Sahil; yenilmişti hırçın rüzgâra.
Umutlar; yapışmıştı yosunlara.
Martılar; çığlık çığlığa yüreklerin feryadını duyuruyordu
Anonslar; vurgun gibi değdikçe tene
Kalabalık; yalpalıyor
Dudaklar; vuslat yeminlerinin telaşesinde değiyordu birbirine.
Zaman; bir vapur düdüğünün arkasından,
Ayrılıkla nikâh kıyarken
Buseler; hasretin yanağında eriyordu.
Meçhuldü gidenin de kalanın da yarınları
“Gidip dönmemek, gelip görmemek var “
Hatıralar, hasrete su serpmekten uzak
Zamanın kollarında unutuluyordu.
Kirli giysilerinin içinde bir gemi ki; dalgaların oynaşı
Savuruyordu eteklerini yüküne inat.
Ne parçaladığı yürekler umurundaydı,
Ne de onca gözyaşı
Uzaklaşıyordu iskeleden şahlana şahlana
İskele; birkaç oyalı mendil, birkaç ucu yanık mektupla
Terk edildi yalnızlığa.
Perihan Dirican