seni gördüğüm gün içimden bir ses
tam senlik’ dedi

senin de içinde ses var mı diye merak ettim o an..

bakışlarınla konuşmaya çalıştım
gözlerimdeki filmi geri sarıp
sözlüğe baktım ve aksanı bozuldu
göz ayarının

neyse bu durumu izahla zaman kaybetmeyelim şimdi..

önce yürüyüşe çıktık ellerinle
elimden bir ses
bırakma dedi elime


senin de elinde ses var mı diye merak ettim o an
bir elin nesi var babında
tutuşuyordu elime


sonra koşmaca oynadık çünkü yol bitti diye duramazdık haliyle
kaçan sen ol istedim
cici tavşan halinle

bak bu kısımda da havuç hikayesi var ama bozar şiirin ritmini

sırada yüzmece var
öyle ya aşk dediğin suya benzer
ve aşık,
her suda gemisini yüzdüren kaptanıdır kalbin


önce kuğu oldun tatlı sularda
sonra tuzunu yuttuk denizin
dalgalandık
durulduk
derken
kıyılara vurulduk


şimdi mantar tıpalı bir şişe içinde hikayedir aşk
suda kelebeklenen’ yüzmeceden sonra
kurbağaya evrilen

sevgilim,

sana öldüğüm gün içimden bir ses
tam nefeslik dedi


ama perşembenin gelişi
hep çarşambayı yedi

şimdi bu durum izaha muhtaç kalsın biraz

zira mevzu derin
kurbağayı prensese yaz..