çimlere bastırmayacaksan istemem yeşilini
gülünü koklatmayacaksan
batırma dikenini


için @na
dışın firuze


ah işte yıldızlar geceye yarasa’ydı
doğmazdı güneş, karanlıklar üstüne


ikimiz de bu hayatın ayakta giden yolcusuyuz sevgilim
ve yolculuk sırasında sana çay
bana kahve ikram eden kadere
-bak
hayır öyle arabesk kıvamında değil
yarım kalan aşkları kaza’ edercesine
lakin,
yol düz değil aşkım dikkat et
kıble değişiyor
her dönemeçte..


say ki gözlerinden nem kapan pet şişeyim bu ara
her gün bir iki yorum’ söz yatağında
ki nehrin olur akarım diye bir gün


yoo
sandığın gibi değil
ben çöl peşindeyim aşk !
leyla’da hiç olmadı gözüm..

ama yine de,

gel sen,
bir yaranın bandında’ yürütür gibi devayı
ve harflerin acısı dinmişken
umudun anestezi olduğu yerde


son Ra’ gidersin muhakkak
gün eşin battığı yere..

bilirsin,

mısır koçanından yaptığın bebeğindi ilk sevgilim
hani sevmenin ilk fragmanıydı o püskülün sarı saçı


malum,
hangi acı’dan bakarsan bak
mısıRa olmuyor ay
-çiçek gibi dönmüyor yüzü
aşk açtırmıyor ilacı..