8
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1427
Okunma

Kırlangıçlar henüz gelmemişti
Anam asma yaprağı sarardı akşam üstleri
Bacım karpuz koparırdı tarladan
Babam tahta sandalye de oturur
Tütün içerdi saatlerce
Ben ise cebime taş doldurur
Kertenkele kovalardım
Su akmayan o kurak derede
Patalı yırtık pantolondan
Çüküm dışarı çıkardı
O yıllarda yokluk ayıp değildi
O günden beri
Ne zaman
Unutmaya çalışsam geçmişi
Bana hep hatırlattılar
Nereden geldiğimi
Onlar bilmezler ki
Eskiden yufka ile helvanın tadı
Yaşamaktan daha güzeldi ...
Kırlangıçlar gelmeden çok önceydi ....
Allah pekmez kaynatırdı
Yetim çocuklara
Gök daha maviydi
Ve
Tenimiz saman kokardı
Köyün delisi
Teneke bağlardı
Seyip eşeklerin kuyruğuna
Marazlı kör Halil türkü çığırırdı
Alamadığı Elif’in ardından
Yeşil sabunla yıkarlardı ölüleri
Ardından ...
Çakal çağıran tepelere gömerlerdi ..
Ben büyümeden çok önceydi ..
Anam kara lahana sarardı kuşluk vakti
Bacım şeker pancarı sökerdi saksıdan
İmanımız gevrerdi
Süt dolu kazanı karıştırmaktan
Allah üzüm bağlarında gezinirdi
Özgürlüğün rüzgarı kirli saçlarımızı okşarken
Kanı beş para etmezlerin
Hüküm sürdüğü bir çağa mahkum olacağımız
Hiç aklımıza gelmezdi ....
Ve bir Bağdat sabahı
Kırlangıçlar ansızın çıkıp geldi
İçlerinden bir tanesi
Bana şiir yazdırdı
ismini sordum söylemedi
Zaten çok kalmadı hemen gitti
Bir daha da geri dönmedi ...
2 Temmuz 2019
Salı
İstanbul
Bedirhan Keklikci
5.0
100% (7)