1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
522
Okunma
Gerçek derviş halkta farkı olandır
Ki, farkettirmeden Hakk’ı bulandır;
Çeşmî giryân hâlle Hakk’ı ararken,
Bulmadan, kendini zâyi kılandır.
Buna fenâfillâh denir aslında;
Hakk’a vuslat olmağa gitmiş olandır,
Dîl gâhında Hakk’la vuslat faslında
Âşık ma’şukunda bitmiş olandır.
Bitmiş olan bir de halk arasında,
Sanki kendin kabre itmiş olandır;
Vurgun vardır aşktan hep yarasında
Ki, merhem vurmaya gitmiş olandır.
Sanma ki, aptaldır halk arasında
Uykusu iptâldir, uyanık olandır;
Uyanıklığından hâl sırasında
Tam bir abdullâhtır, yanık olandır.
Uyanıkken yanık olan nârına,
Uyuduğunda uyanık olandır;
Uyurken uyanık olan yarına,
Dîdâr-ı yârine tanık olandır.
Ermek çün temkîne telvîn ânında,
Levn-i telyîn ile yâre boyandır!
Kendini telmî eden telvîn ânında,
Hep temkîn ânında yâre doyandır.
Ama yâr doyulmaz aşk ta’rîfinde,
Doydukça acıktıran aşk olandır;
Hoştur aşkın ta’rifi ârifinde
Ki, ârif bî tarif, ma’şûk bulandır.
Derviş Mevlâ’ya râm, hep kapısında…
Ana ana ona gayret kılandır;
Ana ana yanan yâr tapusunda,
Yana yana ona hayret olandır.
Dervişe sermaye aşktır aslında,
Zikir-fikir-şükür aşkı tutandır;
Aşksız zikir-fikir olmaz aslında,
Fikirsiz aşkta hep gâfil olandır.
Gâfil âşık olmaz aşk kitâbında…
Âşık Hakk katında divân durandır;
Aşkın esâsında sırlar kalkmakta;
Sırlar kalkınca da ilme doyandır.
ALİ! İlim aşkta, mazhar ol aşka,
Bî aşk alvet olan, şaşık olandır;
Aşk nice bin hâlet, âşık ol Hakk’a;
Hakk’la halvet olan, âşık olandır.
5.0
100% (2)