5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
666
Okunma
Ben burada dört duvarın ardında
Arkama bakakalmış
Üşengeç uykularında aldanmış
Yastığı eskimiş bir cin buldum kendime
İçine sığmadı içim
dışıma uymadı ipi
Boynuma kement yıllardan artık zamanım...
İçinde bir efsun
İçine içim gizlenmiş
Sanmayın kımıldadı içimde yaprak
Zaman bana el sallarken uzaktan
Kapıldığım yarınımdan
kurtaramadım aklımı...
Yangın yerinde bir kürek
Devinip durdu içimde lanet
Ağlamaklıydım evet
Ruhuma zincirler vuran
Nerede tövbem nerede duam
Bir sual bu
İçimden süzülüp önüme düşen
Bir akıntıya kapılmış gibi ömrüm
İçine gizlenecek bir duvar arkam yok
Çekilip kenara şöyle
Akıntısını izlerken
Yol bulamamak kendine kusunca
Karnının ağrısına kesmeli balta
Sapı göğe ulaşan
Bir açmazın kırbacını
Yine de tümsekler
Sokulur düşüme de içim zıplar
Bana yollar gerek nerde aşılacak
Nerede
Soyup ruhumu ilk geceden
İçine bir zeytin ağacı ekecek...
Bu bir döngü bu bir labirent
Bu içinden kaçılmaz bir gök suyu
Ya ölmeden ya da değmeden dizlerime bir ihtiyar
Beni kim alıp ruhumdan çekecek....
Ne kadar daha ey Tanrı ne kadar daha sürecek
Beni cennetten attığın
Sancım ne zaman bitecek
Kımıldadı sanki gök
Tükürdü içini yer
Kan kusan akıntıdan
Beni kim tutacak
Bağlayıp çarmıhına İsa nın
Liğme Liğme edip yorganımı
Bu soğuk gecede
Üşümesin diye solgun soyluluğum
Beni peygamber tapınağından
İlk kim kudurtacak
Ya da uslandıracak ruhumu
Tekmeleyerek göğsümü
Bağrıma saplayıp kuşağını
Ruhumu evrende
Kurmadan zamanı
Söyleyin kim döndürecek...
5.0
100% (5)