1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
613
Okunma
Seni bekler İstanbul,
Asırlık çınarların altında
Çıtır çıtır ezilen yaprakların hüznü
Şarkıların dilinde
Dilinde tadı İstanbul
Kasıklarında sancı İstanbul
Erirken sözcüklerin koynunda korkuları
Rahmi doğurur hasreti İstanbul
İşte şimdi
Ne orada, ne burada
Bölük pörçük öykülerin tadı saklı bağrında İstanbul.
Sevdanın suskun dudakları dil verirde
Dile gelmez bir türlü.
Susma sakın
Konuş
Saçının petekleri dolanır ya boynuma ölüm böyle olsun de.
De ki
Aç karabasanların tutsağı İstanbul
Serip önüne kumsalını
Tanık etsin dalgaların sevişmesini
Neye dudak bükersin öyle
Görmüyorsun İstanbul emrine amade.
Sisli öykülere gebe İstanbul
Pazarcı çığlıkları bilir
Kestane buğusunda döner başın Beyoğlu’nda
Köşe başındaki çiçekçi bekler hala
Baharın çiçeklerine aç İstanbul
Senin avuçlarında tohumu yeşermenin
Yeniden ve yeniden
Sevda bahçelerinde
Kollarının ormanında da ölmeye hazır İstanbul
Bilse ki
Ölmeyecek serçelerin gagasında ki yavruları
Öğrenmediler daha uçmayı da.
Nafile ararsın masalını Ferhat misali
Bak işte burada tam burada
Dağına âşık İstanbul.
Hasret dergâhında semah
Seni Seni sayıklar İstanbul.
5.0
100% (5)