10
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1243
Okunma

Mavi şehrin yasına talibim, azizim:
Kollarında öfkenin,
Uyutulmuş benliklerden de olmadım hiç.
Hayat izafi bir rabıta:
Keşmekeş isyanları
İnsan izleklerinde daimi veryansın
Sükûtun diline biber sürenlerden de olmadım, azizim.
Bir şehrin menkıbesine dokunup
Ayazında yüreğin
Somut gülücükler kondurup bir de
Aymazlığında yasın,
Şaşalı bir hüzünle sırdaşım.
Aşkın boyutsuzluğunda yaşarken
Hicvine yenik düştüm elemin
Kor yetilerinde bir Sisifos söylemi belki de
Ufalanan taşlardan
Aş yaptığım yasıma kadar da tarafsızım, azizim.
Göğün renklerine vuruldum önce:
Yüreğimden vuruldum daha çocuk güncemde
Saklı yasları
Şanlı sırları
Bir de dilbaz yüreğime tünemiş kuşları
Sağalttım acımla yüz göz olup sancağımda
Sönmeyen güneşin ferine talip
İndinde ömrün.
Üç beş yalandan geri dönüp aldım
Başımı gittim
Nefretin öldüğü hatta doğmadığı coğrafyalara
Ve yüz sürdüm Rabbimle nakşettiğim
Hazan yüklü aşk yüklü bağlara.
Yeminimdi madem aşkın kutsallığı
Beyaz tenimde kararmamak üzere çocukluğun saflığı.
Edimlerde ne ise
Yetim yüreğimde de kim ise saklı
Göreceli ihanetlerden geçtim, azizim
Göz göre göre beni sevmeyenlere asla da yok sözüm:
Bir iklimde doğdum
Bir diğer iklimde yeniden ve yeniden
Kaç mevsim geçti ise
Ölülerimin üzerinden.
Toprak ağlarken
Sildim gözyaşlarını
Yürek yanarken benzin döktüm
Ağaran taşları evlat bildim de
Bastım bağrıma, azizim.
Yarına Allah kerim
Hele bir bu günkü acıları sindireyim
Sanma yalnızım ve mutsuz
Sandıklarında saklı benim masalım
En dibinde kilitli sandığın
Ben ise kimin yüreğine misafir olduğum.
En bariz gerçek
Aşkın safında solmamak üzere açtığım
Bir gül’ün titrinde ve de tininde
İçimdeki mevsimle ben zaten baharım.
5.0
100% (20)