RUHANİ BABA
Islanmıyordu,
Ruhani’ydi sanki o ! Gök delicesine yağmur, Sular köpüğümsü, azgın. Gözlerimle kestirebildiğim kadar, Çalışıyordu bir adam taa uzakta. Eşeleniyor toprak, inip kalktıkça kazma.. Düşünüyorum ya hasta olursa; Desem yağmur dinsin de sonra yap baba, Korkuyorum ya derse ki bana: -Ah evlât bilmem tanrı mı geldi gazaba, Kavruldu toprak kalmadı hasat, Son ümidimiz şu kökten fırlayacaklar da, O da Üç – beş ay sonrasına.. Ben pencere kenarında rahat divanda, O bizsiz uzakta, Kasvetli çamur deryası tarlada. Eşer de eşer toprağı. Su toplansın , kavruk fide uyansın… Gördüm yine bugün yol tamiratında, Çalışıyor durmadan bir kürek, bir kazma.. Ben kahve de buzlu gazoz elimde, O patlamış lağımların başında. Kavurucu, öğlen – sıcağında. Derdi çoktu, susuyordu yokmuşçasına, Yemin edercesine birgün hınç alacağına.. Ruhani’ydi sanki o, Tastamamen bir baba.. Çalışıyordu yalnız başına, Hiç yorulmamacasına, Ev, evlat ve eş nafakasına. 23.mart.1971, Cuma Antakya |
Bütün babalarin ellerinden öpüyoruz....