1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
765
Okunma
Postum sebeb oldu dostun gururuna… diyecektim!
Yok ki postum! neden dostun gururuna gidecektim?
Ama gidecektim dostun tahtına, post serecektim;
Var olup da gidecektim! olmadı Allah aşkına!
Bulaşmış dışı musluğun, zehirden bir-iki pâre;
İçime kaçsa, ciğerim olacak belki bin pâre;
Suyunu tatlı bildiğim musluk, zehirli ne çâre;
Ulaşamam diye yâre, korkmuştum Allah aşkına!
Şöyle düşündüm, taşındım..! Başladım ölçüp biçmeye…
Çeşme-i teâliye bandım, abandım ondan içmeye;
Nefse pâye çıkarmadım; onu ketmetmektir gâye;
Birbirin sevmektir gâye kardeş diye, Allah aşkına!
Ne eyeleyim ağyarını? Avutamaz aşkın gibi;
Azarlama hımârını, kaldım bir şaşkın gibi;
Boşalama yularını azazili atışın gibi;
Siccîndeki taşın gibi atma ha, Allah aşkına!
Atılır senden atılan nârına, şeytanın gibi,
Kızışmaya bırakılan yarına ataşın gibi;
Yakamaz bin ataş bin an, senin o yakışın gibi;
O firâk ataşın gibi! Yakma ha Allah aşkına!
Yoktur başka alış, senin bir gönül alışın gibi;
Yoktur başka kalış, senin gönülde kalışın gibi;
Çare kılmaz bir bakış, senin rahmetle bakışın gibi;
Sadra nûru salışın gibi(!) rahmet et Allah aşkına!
Nâr sarar aşkın dîllere; yanmamaksa bir beterdir;
Atma ha beni ellere! Firâkınsa bin beterdir;
Düşürme sensiz hâllere; bu post, sen dosta gerektir;
Çün, dostla dostluk gerektir; sevdir ha, Allah aşkına!
Ben de sevdim seni kulca; erdi sevgim aşka kadar;
Yani sevdim seni bolca; erdi buradan Arş’a kadar;
Yağan gözyaşım olunca, Arş’tan tâ şu arza kadar,
Islar rûhdan nâ’şa kadar; yakma ha, Allah aşkına!
Mü’min kâlbi âinedir; kırılınca bin pâredir;
Kırılan-yıkılan bu yer, tam vettil-i virânedir;
Kâlb şuna bahâne eder(ki) Müstevâ-i şahânedir!
Hakk aşkına bahânedir; sevdir dur Allâh aşkına.
Ne beklenir her tarafı târ kal’a-i virâneden,
Hem târumar her tarafı ALİ gibi divâneden;
Kalmadı melmeymeneti meymenet-i şahâneden,
Aşamadı bahâneden, yardım et Allah aşkına!
5.0
100% (3)