13
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1569
Okunma

Geldiğimde kapıyı sen açardın.
Gülen gözlerinle bana bakardın.
Anne şefkatiyle öper , sarardın.
Sen gidince kapandı kapılarım .
Ben , ablasız nasıl yaşarım ?
Son geldiğimde kapıyı açmadın.
Soğuk yüzünü öptüm , uyanmadın.
Gözünü açıp yüzüme bakmadın.
Göklere erişti feryat figanım.
Ben , ablasız nasıl yaşarım ?
Beni , çocuklarımı çok severdin.
Timur’a hiç söz söyletmez din.
En güzel torunun Sude’dir derdin.
Battı güneşim , yıkıldı dünyalarım.
Ben , ablasız nasıl yaşarım ?
Yoğurtlu çorbayı sevdiğimi bilirdin.
Bana mısırlı çorba pişirir din.
İstanbul’a gelince çağırır , yedirir din.
Kime derim ? Ayşe’m , sultanım.
Ben , ablasız nasıl yaşarım ?
Parkta oturur pencerene bakarım.
Çıkacaksın diye hayallere dalarım.
Seni göremeyince yıkılır hülyalarım.
Yaslandığım dağım dın , kuvvetli yarım.
Ben , ablasız nasıl yaşarım ?
Karnını doyururdun fakir fukaranın.
Ziyaretine giderdin hasta yatanın.
Dobracıydın ablam , yoktu yalanın.
Mekânın Cennet olsun sultanım.
Ben , ablasız nasıl yaşarım ?