0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1450
Okunma
"Eğri bedeni daha onbeşinde
Düşlerin sararıp soldu içinde
Ekmek aç kurtların tok dişlerinde
Tok dişlerinde tok dişlerinde uyan..."
(Metin&Kemal Kahraman)
-Sen de oğlunu kaybettin Adem,bunun ne demek olduğunu iyi bilirsin degil mi ?
+Birşeyi yaşamış olmak o şeyi bilmek değil ki.
-Nasıl yani?
+Bak şimdi,artık ömrünün kalan yıllarında oğlunu bir daha hiç göremeyeceksin Sami; bunu bir düşün...
-Düşünürken ödüm kopuyor Adem!
+İşte kopuyor da bir ödün ne olduğunu bilmiyorsun Sami!
Meselâ sen şimdi yaşıyorsun ya; neyi/nasıl/neden yaşadığını biliyor musun sahi? Meselâ iki böbreğin var,onlarla yaşıyor/yaşayabiliyorsun ya; hatta biri olmadan da yaşayabilirsin biliyorsun da, bir böbreğin ne çektiğini biliyor musun sanki?
-Eee! Ne alaka?
+Hiç alakası yok İşte!Yaşamakla bilmenin birbiriyle hiçbir alakası yok Sami.
Ben sol göğsümü sıkarak; "-Kalbim sıkışıyor! " diye diye geldiğim kırkbeş yaşımda, kalbimin sağımda olduğunu öğrenmiş adamım yahu! Biz ödediğimiz vergilerle yarattığımız bu cehennemden; o inandığımız ama hiç hatırlamadığımız Tanrıların bize cennet bahşedeceklerini bilen insanlarız! Birşeyi bilmek de onu hiç y’aş’amak değildir aynı zamanda...
•••••••
- Peki Adem söylesene; onu nasıl hatırlarım sence?
+Kasdettiğin inandığın mı yoksa oğlun mu?
-Ne farkeder ki?
+Seni bilmem Sami! Ben saygısızlığla hatırlarım sürekli...
-Nasıl yani;ne yapmıştı ki?
+Öldü ya işte! Benim babam bile daha ölmedi lan! Ben bilmez miydim yoksa önce ölmeyi?
5.0
100% (1)