6
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
836
Okunma

Bugünde gerekli idin ekmek, su, hava gibi
Gelme sakın çok geç kaldın yüzün gerekmez artık
Hayalinde tutukluydum bitimsiz dava gibi
Zerre kıymeti kalmayan sözün gerekmez artık
Kalem yazamaz halimi derdim sığmaz beyana
Damla oldum düştüm gözden karıştım çağlayana
Kerem gibi küle döndüm aşkından yana yana
Özlemimi yaşatmaya nazın gerekmez artık
Yel vurup savurdu beni yüce dağlar başına
Dert edindim hiç kimsede rastlanmayan eşine
Düşürdün naçar ömrümün tükenmeyen kışına
Baharı bir yana bırak yazın gerekmez artık
Yırtıp attım can evimde sakladığım resmini
Anmak bana zulüm oldu özlediğim ismini
Kara taşlara değiştim sarıldığım cismini
Verdiği sözde durmayan özün gerekmez artık
Ah çekip hasret yaşadım gurbetin diyarında
Hüzün deryasında yitip gönlümün efkârında
Kuru kütük gibi yansam cehennemin narında
Alevleri söndürmeye buzun gerekmez artık
Yüreğimden gözlerine sevda olup aktığım
Birlikte yaşlanmak için gemileri yaktığım
Karanlık gecelerimde yıldız diye baktığım
Kaybettiğimde yolumu izin gerekmez artık
Gönlüme huzur bahşeden sesini duymak için
Çiçeklenmiş dallarında hüsnüne doymak için
Ruhum darda kaldığında başımı koymak için
Cennetten köşe bildiğim dizin gerekmez artık
Aydın’ım razı değilim anmayasın adımı
Dostun dergâhında bile mevzu etme yâdımı
Yaşamaya küstürerek bozdun ağız tadımı
Aşıma lezzet katmaya tuzun gerekmez artık
26.03.2019
5.0
100% (9)