3
Yorum
11
Beğeni
4,8
Puan
1092
Okunma
Köyün fakir çocuğu, bir gece köyünde ilk defa gördüğü, şehirde yaşayan köylüsüne aşık olur. Yıldızlarda bulur gözlerini, ayda bulur yüzünü. Gökyüzü onun en saf sevdası ve dünyası haline gelir... Bilemez köylü çocuk, sevdiğinin ailesi ile aşiret kavgası olduğunu... Bilmeden sever... Üstelik sevdiği kızın ismini dahi bilmemektedir.Gökyüzüne baktıkça Allahtan o güzel saçlı sevdiğini ister. Derken duası kabul olur. Kız ona aşık olur, sevildiğinden habersiz.. Gönül verdiği köylü çocuğa aşık olduğunu haber eder. Başlar imkansız aşk. Gökyüzüne bakan iki aşık, ayın ve yıldızın birbirine kavuşmasını beklerken, çocuk aşiret baskısına dayanamaz vazgeçer 17 yıllık aşkından... Kız ise ondan sonra bakamaz olur gökyüzüne ,karanlıklarda kalır... Ve o gün anlar ki ne ay yıldıza kavuşur nede yıldız çok sevdiği aya.. Bekleyişler tükenir, güzel saçları aklanır, baharları ayazlarda kalır. Ve kalan ömrü sahip olmadığı topraklarda ekilen gül misali başkasıyla geçer. Gül açmaz, ömür geçmez, bahar gelmez.
Öylesine yazıyorum bu şiiri
bil istedim...
Bi hayli yaşlandı umutlarım
Gözlerime, çaresizliği konduran çizgilerim
Ne çok tüketti gençliğimi
Gecelerimin, kaç mevsimi daha solacak
Bu eylül akşamlarında
Beklemiyorum yüzünün Nisan baharını
Bil istedim...
Bil istedim sevgili!
Yüreğimin kapılarını çalan artık sen değilsin
Gittiğinde tükettin bekleyişleri.
O çılgınca beklenen sen değilsin artık.
Demini kaçırdı, tadı bozuldu vuslatın
Beklenen o yar sen değilsin, bil istedim
Bekleme gayrı beni
Benim yolum yüreğinin eşiğinden bile geçmez artık
Yolun düşmez bundan böyle
Yağmurlara hasret sahra çöllerime
Sen benden geçtin ama
Ben, etin kemikten ayrıldığı o ızdırap misali
Bizden geçtim
Bil istedim sevgilim, bil istedim!
5.0
89% (8)
3.0
11% (1)