8
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
1446
Okunma
adı aşk olan şu terazinin iki uzak kefesinde
duruyoruz öylece,
birimiz adım atacak olsa, kavuşmak adına
bozulacak o muazzam denge
senin ateş ten gömleğin var
ben,
k’öze meyleden mum
ya aç gözlerini gerçeğe
ya da düşe yum..
üç noktayla başlayan her hikayenin
duvar eskiten takviminde saklıdır,
mazinin telif hakkı
virgül açmaz söz ucunda,
her sayfa birbirine ayna tutarken
kitaplar sırla kaplı
say ki dudağındaki müştemilata sığınan, mülteci bir cümleyim
kale’m metruk
adres bila
adını yazmam bir daha asla
göz yas’ımla buruşturup attığın k’ağıtlara
şimdi o takvimden dün gibi, düşeceksin sevgilim
açmadan soldurur baharı
martın elleri,
ya da güz büyütür dalın
sarışın bir yaprağa..
adı ayrılık olan bir kafese, nasıl sığarız sen söyle
ikiden bir çıkmıyor
söz tutma yan’ matematikte
gözlerine gelince,
bari kahven kalsın rengiyle
zira içmeden yazılmıyor
ilham kafeinde..