22
Yorum
63
Beğeni
5,0
Puan
1758
Okunma

yürek yaralı bir kısrak
baştan sona nal sesleri
haberin varmı ey toprak
ha desem koparacak dizginleri
gelebilse bahar koşarak
baştan sona yara izleri
göç kuşları gibi yaprak
geçebilseydi dağları denizleri
bilirsin bi insan dönmüyor geri
bahar gibi... kuşlar gibi...
yediden y/etmişe elleri
senin türkülerin de harap illeri
gelen günler ıssız ve yarınsız
geçen en güzel yıllar acımasız
zamansız hasret çökmüş ay/na sır yüzüne
hüzün kara zift gibi sinmiş göz bebeklerine
ve zaman...
acı bir düş gibi yüreği yakan
kanadı kırık bir kuş gibi akan
karanlık anıların bıçak izi kan
aşk sırra erdiği zaman
sessiz bakışların ardından
şelaleye giden patika yoldan
söz uçurdum sevdanın kanadından
ve sonra kaç kez
şafağın da kasvet
şafağın da kızıl kıyamet
şafağın da onulmaz hasret
taşıyan sabahlara uyandı adın
sol göğsüme yanağı yaslı uyurken yâdın...
ve kaç kez çığlık çığlığa aç korkularım
kaç kez ellerim sımsıkı kalakaldı avuçlarım
içime düşen acı kaç kez yüreğimden geçti benim
ve aşk sırra erdiği zaman
yediden yetmişe bir ömrün demi
hasreti ulaşılmaz denizlerin ortasın da gemi..
anladım aşk yaradan’ın çağrısı
bu böyle hangi karanlığın tanrısı
geçer mi gözlerimi kırpıştırsam sanrısı...
5.0
100% (51)